YAZI konuşulan dili somut ve kalıcı biçimde gösteren iletişim işaretleri. Dilin nasıl başladığı bilinmediği halde yazının nasıl başlamış olduğu, tarih öncesi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Yazı sistemleri, icat edildikleri zamandan beri giderek soyutlaşma ve tutumluluk süreci içinde evrime uğramışlardır.
Başlangıçta bir haber, konuşulan dille hiç de ilgisi ve benzerliği olmayan resimlerle iletilmiştir. Sonra konuşmada yer alan söz parçalarının anlamını belirten simgelere geçilmiş, her resimle belli bir kavram anlatılmıştır. Sonra bazı işaretlerin birlikte kullanılmasına başlanmış, bazıları birbiriyle birleştirilerek anlam ve anlatım genişletilmiştir. Henüz çözülememiş olan Maya yazısı, Mezopotamya'da kullanılan çivi yazısı, Mısır hiyeroglifi ve Çin yazısı böyle yazılardır.
Bu yazıların hepsi çok yer tutuyordu. İşaretler giderek heceleri, daha sonra da sesleri ifade etmeye yöneldi. Sonunda Fenikeliler alfabetik yazıyı buldular. İşaretlerin sözcüklerin anlamıyla ilgisi tamamen kesildi. Birer işaret olan harfler ağızdan çıkan basit sesleri ifade eder oldular. Böylece bunlarla her sözcüğü ve tüm konuşmayı yazma olanağı ortaya çıktı. Günümüzde bir dildeki on binlerce, hatta başka dillerdekiyle birlikte yüzbinlerce sözcüğü yazmak için 25-40 işaret yeterlidir ki, bu işaretlerin tümüne birden alfabe ya da abece denir.