YAĞMUR gökten damlalar halinde düşen su. Yağmur, atmosferdeki su buharının geçirdiği çeşitli süreçlere bağlı bir olaydır: Yağmur sıcaklığın, atmosferde ve genel olarak yükseklerde, herhangi bir nedenle azalması ve bu yüzden hava kütlesinin doyma sınırını aşması sonucunda, su buharının damlacıklar oluşturarak yoğunlaşması ve bu damlacıkların birleşip ağırlaşması yüzünden düşmesiyle oluşur.
Örneğin hava akımının (yel vb.) etkisiyle yer değiştiren hava, bir sıradağ ile karşılaştığı zaman onu aşabilmek için yükselir ve basıncın azalması nedeniyle genişleyerek ısı yitirir, yani soğur; bu da bulutların oluşması ve yağmurun yağmasıyla sonuçlanabilir. Yağış (yağmur, dolu, kar vb.) biçiminde yere düşen suyun niceliği “yağışölçer” ya da “yağmurölçer” denilen araçlarla ölçülür. Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kurulmuş bulunan meteoroloji kurum ve örgütleri tarafından sürekli olarak ölçülen yağışlar ve bunların yıllık ortalamaları belli gözlem defterlerine ya da cetvellerine yazılır.
Türkiye’de yıllık yağış ortalaması metre kareye 250 kg’dır (metre kareye 250 kg-4.500 kg). Yurdumuzun en az yağış alan yerleri, iç Anadolu Bölgesi’nde Tuz Gölü çevresi ve en çok yağış alan yerleri de Karadeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde Rize yöresidir. Bir yere düşen yağışın niceliği “metre kareye kilogram” yerine milimetre ile de gösterilebilir; buna göre Türkiye’de yıllık yağış ortalaması metre kareye 2.500 mm’dir (250 cm). Yeryüzünde en çok yağış alan yer, Himalaya Dağları’nın güneye bakan yamaçlarındadır (yıllık ortalama 12.000 kg, yani 12.000 mm); buna karşılık kutuplarda ve çöllerde yıllık yağış ortalaması 200 mm dolaylarındadır. Az yağış alan yerler, yerüstü sularından (su motorları, kanallar, barajlar vb.) ve yeraltı sularından (kuyular) yararlanılarak verimli tarım alanları durumuna getirilebilir.