ÜRDÜN Batı Asya’da, Arap Yarımadasının kuzeybatısında devlet. Yüzölçümü 97.740 km2 nüfusu 9,956 milyon, başkenti Amman. Ürdün, güneyde ve doğuda Suudi Arabistan, kuzeydoğuda Irak, kuzeyde Suriye ve Lübnan, batıda İsrail ile komşudur.
Ürdün’ün batı sınırı tektonik Gor Çukuru oluğuyla çizilmiş gibidir. Bu dar ve derin oluğun kuzeydeki bölümünde Ölü Deniz’e dökülen Şeria Irmağı akar. Gor oluğu Ölü Deniz’den sonra Akabe Körfezi’ne kadar dosdoğru uzanır. Bu oluktan doğuya doğru arazi gittikçe alçalarak Arabistan Çölü’ne kavuşur. İklim ülkenin her tarafında kuraktır. Yalnız yüksek yerler yılda 500 mm’ye yakın yağış alır. Yüksek yerler dışında her taraf bozkır ve çöldür.
Ürdün’ün batı bölümü tarıma elverişlidir ve nüfusun büyük çoğunluğu bu bölümde toplanmıştır. Ekim yapılan alanlar çok azdır. En sulak yerlerde yoğun bir tahıl üretimi vardır. Vahalarda ve Şeria Irmağı vadisinde de sulamadan yararlanılarak sebze, zeytin ve turunçgiller yetiştirilmektedir. Ülkenin geriye kalan bölümünde Bedevi Araplar koyun ve keçi sürüleri yetiştirirler. Yeraltı zenginliği olarak yalnız fosfat vardır. Sanayi hemen hemen yok gibidir.
Ülke İsrail-Arap çatışması nedeniyle yıllardan beri sıkıntı içindedir. Yurtlarından kaçan Filistinli Arapların Ürdün’e dolmasının yanı sıra eskiden bir Ürdün toprağı iken şimdi İsrail işgalinde bulunan Ürdün ötesi (Maverai Ürdün) halkının pek çoğu bu Ürdün’e sığınmış durumdadır.
Bugünkü Ürdün toprakları Tevrat’ta adı geçen Moabit, Amnonit ve Edonitlerin ve bazı Yahudi kabilelerinin yurdu idi. İÖ 1. yüzyılda Roma egemenliğine girdi. 7. yüzyılda Arapların eline geçerek önemli ölçüde Araplaştı. 16. yüzyılın başlarında Osmanlıların, 1916’da da İngilizlerin egemenliğine girdi. Osmanlı döneminde Suriye Vilayetinin bir parçası idi.
İngilizler, Milletler Cemiyeti’nin de onayını alarak burada bir manda yönetimi kurdular ve ülkenin başına Haşimi sülalesinden Emir Abdullah’ı getirdiler (1923). Abdullah’ın emrine bedevilerden derledikleri ve bir İngiliz generalinin (Glubb Paşa) komutasında eğittikleri Arap Lejyonu’nu verdiler. 1956 yılına kadar Ürdün’ün bu ordusuna İngiliz subayları komuta ettiler.
Ürdün 1946’da mandalıktan kurtuldu, ancak İngiltere ile imzaladığı anlaşma ile bu devletin eski himaye ve desteği yine sürdürmesini sağladı. l948 Filistin Savaşı’nda Arap birliklerinin başına geçen Abdullah 195l’de bir suikast sonucunda öldürüldü, yerine önce oğlu Tallal geçti. Ancak Tallal akıl hastası olduğundan 1952’de yerini oğlu Hüseyin aldı. Ürdünlüler için sorun olmaya başladı.
Filistinliler İsrail’e sürekli baskın yaptıkları için Ürdün sık sık İsrail’in misillemeleriyle karşılaşıyordu. Ayrıca Filistinliler sosyal ve kültürel bakımdan Ürdünlü bedevilerden üstün olduklarında iki Arap toplumu arasında anlaşmazlıklar oluyor, göçmenler Haşimi rejimine muhalefet ediyorlardı. Tamamıyla batı yanlısı olan Kral Hüseyin ve Ürdün rejimi her zaman ABD ve İngiltere'den yardım ve destek gördüğünden buna izin veremezdi. Onun için Kral Hüseyin Arap Lejyonunu kullanarak 1970-197l’de Filistin kamplarını tahrip etti, Filistinli gerillaları ülkesinden kovdu.
Buradan ayrılan gerillalar ve aileleri Güney Lübnan’a yerleştiler, orada göçmen kampları kurdular. Ürdün 1973 İsrail-Arap Savaşı’na bazı birliklerle isteksiz olarak katıldı ve önemli bir varlık gösteremedi, Arap doruğunun FKÖ’yü Filistin halkının tek temsilcisi kabul etmeleri Ürdün’ün tepkisine neden oldu, ancak Ürdün kralının aleyhteki girişimleri sonuç vermedi.