Halit Ziya Uşaklıgil kimdir nereli hangi akımdan etkilenmiştir? eserleri edebi kişiliği ve hayatı hakkında bilgi

Halid Ziya UŞAKLIGİL (1866-1945) yazar. İstanbul’da doğdu. Fatih Askeri Rüştiyesinde öğrenciyken, halı ticaretiyle uğraşan babasının işleri bozulduğu için, ailesi İzmir’e göç etti. Öğrenimini İzmir Askeri Rüştiyesinde sürdürdü (1878).

Uşaklıgil, bu okulu bitirdikten sonra Avusturyalı Katolik rahipler yönetimindeki Fransızca öğrenim yapan Mechitariste Okulu’nda okudu. Öğrenimini tamamlayınca bir süre babasının yazıhanesinde ve Osmanlı Bankası’nda çalıştı, İzmir Rüştiyesinde Fransızca Öğretmenliği yaptı.


1893’de İstanbul’a giderek Reji İdaresi'nde başkatip oldu. 1896’da Edebiyatı Cedide topluluğuna katıldı; İkinci Meşrutiyet’ten (1908) sonra Darülfünun ’da Batı Edebiyatı dersleri verdi, daha sonra 5. Mehmed’in mabeyn başkatipliğine getirildi (l9O9 1912). Bu görevdeyken seçildiği (1911) Ayan (senato) üyeliğinden istifa ederek Darülfünuna döndü.


Bir ara hükümet tarafından görevle Fransa’ya (1913) ve Almanya’ya (1915) gönderildi. Cumhuriyet’ten sonra Yeşilköy'deki köşküne çekildi. Fransızcadan çevriler yaparak edebiyat yaşamına atılan Uşaklıgil, 1884’te İzmir’de, iki arkadaşıyla birlikte Nevruz adlı dergiyi çıkartmaya başladı; 1886’da da bir arkadaşıyla Hizmet adlı günlük gazeteyi kurarak, bu gazetede ilk öykü ve romanlarını tefrika etti; mensur şiirler yayımladı.


Halid Ziya Uşaklıgil’in 1885’ten sonra yazmaya başladığı basit şemalı ve duygusal aşk öykülerinden oluşan ilk romanları Tanzimat romanının temel niteliklerini taşıyordu; ancak Servetifünun topluluğuna katıldıktan (1896) sonra, Bourget, Balzac, Goncourt kardeşler vb. etkisi altında kalarak gerçekçi ve doğacı (realist, natüralist) bir roman anlayışını benimsedi.


Bu anlayışın ürünleri olan romanları ve öyküleriyle kendisinden sonra gelen Türk edebiyatçılarını büyük ölçüde etkiledi ve bu alanda onlara örnek oldu. Eserlerinde çoğunlukla varlıklı kişilerin yaşamlarını, çevrelerini, sorunlarını anlatan ve iyi bir gözlemci olan Uşaklıgil, birçok edebiyat tarihçisi tarafından ilk gerçek Türk romancısı sayılır.


Dili ağır, anlatımı süslüdür; bu nedenle eserlerinin yeni baskılarında dilini sadeleştirme yoluna gitmiştir. Önemli eserlerinden bazıları: Mai ve Siyah (1897); Aşkı Memnu (1900); Kırık Hayatlar (1924); Hepsinden Acı (Öyküler, 1934); Kırk Yıl (anı, 3 cilt, 1936); Saray ve Ötesi (anı 1942); Sanata Dair (2 cilt, 1938-1955) vb.