Stalin kimdir neler yaptı rejimi nedir nasıl bir liderdi? hayatı biyografisi hakkında bilgi

Josef Stalin (1878-1953) Sovyet devlet adamı. Gürcistan'da Gori kasabasında dünyaya geldi. Aile soyadı o zamanlar Çugaşvili idi. Bir kunduracının oğluydu. Okumak için Tiflis’te papaz okuluna girdi. Gizli bir devrimci örgüte girdiği için okuldan atıldı, sonra 1902’de tutuklanarak Sibirya’ya sürüldü.

Sibirya’dan kaçarak Bakü’ye gitti ve orada devrimci hareketlere katıldı. İkinci kez yakalanıp Sibirya’ya sürüldü (1912), yine kaçtı ve o sıralarda Stalin (Çelik Adam) takma adını aldı. Bu adla tam Marksist çizgide birtakım kitapçıklar yayımladı.


1913’te bir kez daha Sibirya’ya sürüldü, ancak 1917 Şubat-Mart Devrimi sırasında sürgünden kurtulabildi. Önce Kerenskiy’i destekleyenlerle Bolşevikler arasında orta bir yol tuttu, ancak Lenin dönüp de Nisan Tezleri’ni yayımlayınca ona katıldı. Ekim Devriminden sonra parti siyasi bürosuna (politbüro) seçildi ve milliyetler komiserliğine (bakanlık) atandı.


Lenin’in muhalefetine karşın diğer Sovyet cumhuriyetlerine merkeziyetçi bir yönetim uygulamaya girişti. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 11. kongresinde genel sekreterliğe getirildi (1922). Lenin’in 1924’te ölümünden sonra nüfuzunu pekiştirdi. 1927’ye kadar Lenin’in belirlemiş olduğu NEP (Yeni Ekonomik Politika) uygulamasını sürdürdü.


Troçki’ye karşı Zinovyev ve Kamenev’le birleşerek “troyka”yı (üçlü yönetim) kurdu. Sonradan Troçki, Zinovyev ve Kamenev’in kendisine karşı kurdukları troykayı da, onların yandaşlarını da parti yönetiminden uzaklaştırmayı başardı. Avrupa'daki devrimci hareketlerin başarısızlığa uğradığını görünce, her ne pahasına olursa olsun tek bir ülkede, yani Rusya’da sosyalizmi kurmak gerektiğini savundu.


İlk beş yıllık planı 1928’de ilan ettiği gibi toprakların kollektifleştirilmesini de başlattı. Küçük köylü ekonomisinin aleyhine sanayileşmeye önem verdi (ağır sanayinin önceliği). Üretimi artırmak için iş kahramanlığı yöntemini (Stahanovizm) ortaya attı (1936). Ayrıca siyasi polisin etkinliğini artırarak milyonlarca kişiyi çalışma kamplarına gönderdi.


Almanya’da Nazizmin güçlenmesi, Stalin’in 1939’da imzalanan Sovyet-Alman Paktı’ndan cayma kararına karşın batılıların Sovyetlere karşı düşmanlığını hafifletemedi. Hitler, Sovyetler Birliği’ne saldırdığı zaman (1941) Stalin istilaya karşı direnişi örgütledi.


Müttefiklerin zaferinden sonra dünyanın bölüşülmesine katıldı (Yalta ve Potsdam konferansları, 1945) ve Doğu Avrupa’da komünist rejimlerin yerleşmesini sağlamasının yanı sıra (1947’de Kominform’un kuruluşu) dünya komünist partileriyle bağlarını da pekiştirdi. İçerde ekonomi politikasını değiştirmedi ve savaşın yıkımlarına rağmen tarımın çeşitli hafif sanayinin aleyhine yine ağır sanayiye önem verdi.


Aynı zamanda kendi kişiliğine karşı saygı ve beğeni duygularını teşvik ederken, kim olursa olsun, tüm muhaliflerine karşı sürgün ve kıyım uygulamaktan geri kalmadı. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 20. kongresinde Kruşçev’in sunduğu Stalin aleyhtarı rapor, dünya komünist partilerinin Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nden bağımsız hareket etmelerine başlangıç oldu. Sovyetler Birliği'nin içinde olduğu gibi tüm dünya komünist hareketlerinde de bir Stalin aleyhtarlığı ortaya çıktı.