SPOR oyun şeklinde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, kesin kurallara göre uygulanan ve maddi bir yarar beklemeden yapılan beden hareketlerinin tümü. Bu anlamda 19. yüzyılda ortaya çıkan spor 20. yüzyılda bir uygarlık olayı haline geldi.
Temelde amatörlük kavramına bağlı olarak gittikçe daha geniş kitlelere ulaşarak yaygınlaştı. Uzak ülkeler arasındaki ilişkileri kolaylaştıran hızlı ulaşım araçlarının ortaya çıkışı ve haberleşme araçlarındaki gelişme (özellikle televizyon) sporun uluslararası nitelik kazanmasında büyük rol oynadı; Olimpiyat oyunları, dünya şampiyonaları gibi büyük yarışmaların seyirci sayısı olağanüstü derecede arttı.
Spor bu şekilde uluslararası yarışma niteliği kazanınca bir takım aşırılıklar da kendini göstermekte gecikmedi. Hemen hemen her ülkede ve her spor dalında açık ya da gizli profesyonel sporcular türedi; spora gerek bireysel tehlikelerin (doping) karışması, gerek siyasetin girmesi gibi sakıncalar doğdu. Giderek spor işleri devletler düzeyinde düzenlenir oldu.
Hükumetler takımların giderlerini karşılamaktan öte atletlerin hazırlanmasına ve spora siyaset sokarak takımların oyunlara katılıp katılmamasına bile karışır oldular (Afrika ülkelerinin 1976 Montreal Olimpiyat Oyunları’ndan çekilmeleri, ABD’nin 1980 Moskova Olimpiyat Oyunlarını boykot etmesi). Sporun yaygınlaşması ve spora düşkünlük bir ölçüde başka gösterilerin de aleyhine olmaktadır. Örneğin tiyatro ve sinemaya spor gösterileri kadar rağbet gösterilmemektedir.
Spor ve sağlık. Sporun, organizmanın çeşitli işlevleri üzerinde önemli etkisi vardır. Yapılacak sporun seçimi, yaşa, cinsiyete, bedeni özelliklere ve zevke bağlıdır. Tedavi amacıyla da kişilere bazı sporlar önerilebilir, aynı şekilde yasaklanabilir de. Sıradan kişilerin her sporu yapamayacağı bellidir. Ayrıca spor yapacak kişiler yılda bir kez doktor muayenesinden geçmelidirler.