Portekiz nerede hangi kıtada nasıl bir ülke? tarihi hakkında bilgi

PORTEKİZ Batı Avrupa’da, İber Yarımadası’nın batı kıyısında devlet. Yüzölçümü 92.082 km2, nüfusu 10,28 milyon, başkenti Lizbon. Doğal ortam: Portekiz’in doğusunda ve kuzeyinde İspanya, batısında ve güneyinde Atlas Okyanusu yer alır. Kuzeyden güneye doğru Atlas Okyanusu boyunca uzanan ülkenin kuzeyde kalan bölümü dağlık, güneyde kalan bölümü ise ovalıktır.

Tajo ırmağı ve onun bir kolu olan Zezere ırmağı bu iki bölümü birbirinden ayırır. Bu ırmakların kuzeyinde, güneybatıdan kuzeydoğuya doğru, ülkenin en yüksek yerleri olan Estramadura ve Fstrela dağları uzanır. Ülkenin en yüksek dağları olan Estrela üzerinde en yüksek nokta 1.991 metreye varır. Tajo ırmağı’nın güneyinde Aletejo düzlükleri, onun güneyinde de Algarve tümsekleri bulunur. Bu kesimde yükselti en çok 902 metreye ulaşır. Ülkenin tamamı Akdeniz iklim bölgesine girmekle birlikte dağlık bölgelerde kış şiddetli olur. Atlas Okyanusu’na yakınlık nedeniyle yazlar pek kurak sayılmaz, yalnız Algarve Bölgesi kuraktır.


Nüfus. Portekiz’de nüfus yoğunluğu oldukça fazladır (km2 başına 100 kişiyi aşar). Ülkenin kuzey bölgeleri, Aletejo Bölgesi’ne göre daha kalabalıktır. Nüfusun beşte üçü kırsal kesimde yaşar. Başkent Lizbon’dan başka nüfusu yüz bini aşan bir tek kent vardır (Lizbon, Porto). Doğum oranı oldukça yüksek olduğundan (binde 20) nüfus hızla artmakta ve halk iş bulabilmek için diğer Batı Avrupa ülkelerine, özellikle Fransa’ya gitmektedir.


Ekonomi. Çalışan nüfusun üçte biri tarımla uğraşırsa da ulusal gelirin ancak yüzde 20’si tarımdan sağlanır. Tarım geleneksel ürünlerin (tahıl, meyve, sebze ve üzüm) yetiştirilmesiyle sınırlıdır ve oldukça yavaş gelişmektedir. Tarımsal yapı bakımından kuzeyle güney farklıdır. Kuzeyde hepsi de toprak sahibi küçük çiftçiler çoğunluktadır.


Her çeşit ürün yetiştiren bu çiftçiler kendi yiyeceklerini bile güç elde edebilmektedirler. Güneyde ise arazinin çoğu kentlerde oturan büyük toprak sahiplerinin elindedir; bunlar çok düşük ücretle ırgat çalıştırarak topraklarını işletirler. Bu topraklarda yaygın tarla tarımı yapılır ve verim düşüktür. Köylülerin durumu, gerek toprak azlığı, gerek ücret azlığı yüzünden çoğu zaman güvensiz olduğundan kırsal kesimden yabancı ülkelere gidenlerin sayısı çoktur.


En çok yetiştirilen ürün tahıldır (kuzeyde mısır, güneyde buğday), sonra üzüm ve zeytin gelir. Meyvecilik ve sebzecilik son yıllarda gelişme göstermektedir. Hayvan olarak üretilen koyun, keçi ve sığır ancak ülkenin kendi gereksinmesini karşılayabilmektedir. Meşe mantarı ve balıkçılık da ek bir gelir kaynağıdır.


Sınai gelişme oldukça yavaştır. Yeraltı zenginliği ise sınırlıdır (bakır, tungsten, kalay, biraz kömür). Hidroelektrik potansiyel yeterince kullanılmadığından ülke önemli ölçüde petrol satın almak durumundadır. Ülkede ancak hafif sanayi vardır. Öteden beri var olan küçük sanatlar da sürdürülmektedir. Dokuma (pamuklu), seramik, konserve, zeytinyağı fabrikaları. Yabancı şirketler sayesinde kimya ve makine (oto montaj ve gemi yapımı) sanayiler gelişmektedir. İnşaat sektörü de (bu arada çimento sanayi) canlıdır. Buna karşılık ağır sanayi önemli yer tutmaz. Sanayi başlıca iki büyük kent (Lizbon ve Porto) yöresinde toplanmıştır. Büyük ölçüde hammadde sıkıntısı çeken sanayi için gerekli hammadde daha çok Batı Avrupa ülkelerinden (Almanya, İngiltere) ve Amerika Birleşik Devletlerinden satın alınır. Dış ticaret açığı yurt dışında çalışan işçilerin gönderdiği dövizler ve turizm gelirleriyle kapatılabilmektedir. Portekiz Avrupa ülkeleri içinde yaşam düzeyi en düşük olan ülkedir. Sömürgelerin elden çıkması ülke ekonomisi açısından yararlı olmuştur. Eskiden sömürgelerdeki ulusal güçlere karşı girişilen savaşlarda büyük ölçüde kaybedilen insan ve para gücü günümüzde ülkenin sanayi ve yatırım alanlarına kaydırılmıştır.


Tarih. Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın batı bölümü (Lusitanya) Roma imparatorları Julius Caesar ve Augustus tarafından fethedilerek Roma İmparatorluğu’na katılmıştır. 5. yüzyılda Vizigotların eline geçen bölge, 8. yüzyılda Müslümanların (Araplar) gelişine kadar onların elinde kaldı. Portekiz bağımsız bir devlet olarak 1185 yılında kuruldu ve Muvahhidilerin 1249’da ülkeden çıkarılmasından sonra güçlenip gelişti.


15. yüzyılda Portekizli denizciler bir dizi yolculuklara girişerek Afrika’ya yöneldiler. Vasco de Gama Afrika’nın güney ucunu dolaşarak Hindistan’a deniz yoluyla ulaşan ilk Portekizli oldu (1497-1499). Pedro Cabral batıya yöneldi, Brezilya kıyılarına çıkarak ülkeye Poıtekiz adına el koydu (1520). Bir süre sonra İspanya Kralı 2. Philip Portekiz tahtını ele geçirdi ve Portekizlilerin “İspanya köleliği’ adını verdiği 60 yıllık dönem 1580’den 1640’a kadar sürdü.


Portekizliler Joao Braganza’nın yönetiminde İspanya’ya karşı ayaklandılar ve Braganza kral oldu. 1807’de bir ara Napolyon ordularının istilasına uğrayan Portekiz, 1822’de Brezilya sömürgesini kaybetti. Brezilya bağımsızlık kazandı. 1910’da Kral 2. Manuel devrilerek ülkede cumhuriyet ilan edildi. Uzun süren iç karışıklıklar sonunda eski Maliye Bakanı Antonio de Oliveria Salazar başbakanlığa atandı ve ülkede diktatörlük kurdu. Dikta yönetimi Salazar’ın ölümüne kadar (1970) sürdü. 1974’te gerçekleştirilen kansız darbe ile diktatörlük sona erdi ve 1975’te yapılan seçimlerle demokratik yönetime geçildi.