OYUNCAK çocukların oyalanmasını sağlayan ve onları eğlendiren çeşitli eşya. Eskiçağdan, belki de tarih öncesinden beri bütün uluslarda var olduğu söylenebilir. Eski Mısır, Mezopotamya, Yunan uygarlıklarına ait arkeolojik kalıntılar arasında, bugünkü oyuncaklara benzetilebilecek çıngırak, top, çember, araba, bebek, küçük insan ve ev eşyası gibi şeyler bulunmuştur. Bunlar kemik, fildişi, tahta, kil, balmumu, kurşun, tunç ve bez gibi çeşitli nesnelerden yapılıyordu.
Oyuncakların arasında çıngırak, top ve çember hemen hemen her ulusta ve her devirde vardır. Çekilecek ve binilecek arabalar ve binitler de en eski oyuncaklardandır. Tahta at, tekerlekli at 20. yüzyılın başlarına kadar Avrupa’da çocukların en çok sevdiği oyuncaktı. Sonra bunların yerini bisiklet, trotinet ve pedallı otomobiller aldı.
Bebeklere de her devirde rastlanır. Eskiçağdan beri bebekler kız çocukların en gözde oyuncaklarıdır. Başlangıçta çıplak olan bu oyuncaklar, 19. yüzyıldan itibaren giydirilip soyundurulabilir tarzda yapılmaya başlandı. Günümüzdeyse çeşidi sayılamayacak kadar çoktur: Konuşan, ağlayan, meme emen, şarkı söyleyen vb. bebekler.
Erkek çocuklar için bebeğin yerini asker heykelcikleri tutar. Eskiçağda pişmiş topraktan yapılan asker heykelcikleri aşık kemiği ile birlikte Anadolu ve Ön Asya çocuklarının başlıca oyuncaklarıydı. Sonradan 17. yüzyılda bunların yerini Almanya’da ortaya çıkan kurşun asker oyuncaklar almaya başladı.
Uçurtmanın da çocuk oyuncakları arasında özel bir yeri vardır. Uçurtma ilkbaharda çocuklar kadar erişkinlerin de severek oyalandığı oyuncaklardan biridir. Uçurtmada, insanoğlunun uçma eğiliminin ilk belirtileri ve böyle bir düşün doyumu görülebilir.
Bilim ve teknikteki gelişmeler oyuncakların gelişimini de büyük ölçüde etkiledi. Eskiden elle ve bin bir hünerle yapılan oyuncaklar otomatik makinelerle seri halinde üretilmeye başlandı. Lokomotifler, elektrikli trenler, uzaktan kumandalı otomobil ve uçaklar, tanklar bunlar arasındadır. Bu nedenle oyuncak yapımı 19. yüzyılın başından beri birçok ülkede sanayi halini aldı.