Orhun Yazıtları nedir nerede ne zaman yazıldı kimler adına dikilmiştir ne anlatır? hakkında bilgi

ORHUN YAZITLARI Moğolistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içinde, Orhun Irmağı yöresinde, üzerlerinde Türkçe metinlerin bulunduğu dikili taşlar. Bunlara “Orhun Anıtları” da denir. Bu yazıtların en büyükleri ve en önemlileri, “Tonyukuk”, “Kül Tiğin” ve “Bilge Kağan” yazıtlarıdır. Bu üç yazıttan birincisini, 720-725 yıllarında Tonyukuk diktirmiştir; dört köşeli olan yazıt, 2,60 x 2,60 m’lik bir kaide üzerinde 1,5 m yüksekliktedir.

Üç kağana vezirlik yapmış olan Tonyukuk, yazıtında, kendi yaşamı ve Doğu Göktürk Kağanlığındaki önemli çalışmaları hakkında bilgi vermektedir. İkinci yazıt “Kül Tiğin Yazıtı”dır ve 732’de Bilge Kağan tarafından diktirilmiştir. Piramit biçiminde olan anıtın dört yüzü vardır. Yazıtın batı yüzünde Çince, öteki yüzlerinde Türkçe yazılar vardır. Doğu yüzünde 40, kuzey ve güney yüzlerinde 13’er satır yazılıdır.


Yazıtın bulunduğu alan 67,25 x 28,85 m boyutlarındadır ve arklarla çevrilmiştir. Yazıtın yakınlarında mezar kalıntıları, birçok heykel parçaları ve bunlar arasında Kül Tigin heykelinin başı, karısının heykelinin gövdesi bulunmuştur.


Üçüncü yazıt “Bilge Kağan Yazıtı”dır ve 735’te Bilge Kağan’ın oğlu tarafından diktirilmiştir. Kül Tigin Yazıtı’nın bir kilometre kadar uzağındadır ve yapı bakımından bu yazıta çok benzer. Piramit biçiminde olan Bilge Kağan Yazıtı’nın da batı yüzünde Çince, öteki üç yüzünde Türkçe yazılar yazılmıştır; doğu yüzünde 41, kuzey ve güney yüzlerinde 15’er satır vardır. Bu yazıtın çerçevesinde de mezar kalıntıları ve heykel parçaları bulunmuştur.


Her iki anıttaki yazılar da, Kül Tigin ile Bilge Kağan’ın yeğenleri olan Yuluğ Tigin tarafından yazılmıştır: Konu bakımından birbirini tamamlayan bu yazıtlarda, Göktürk Devleti’nin kuruluşu, yıkılışı nedenleri, halkın ve devlet adamlarının devleti yeniden nasıl kurdukları, karşılaşılan güçlükler vb. anlatılmaktadır.


Orhun yazıtlarındaki alfabeyi Danimarkalı bilgin Wilheim Thomsen çözmüştür (1898). Yazıtlarla ilgili çalışmaların günümüze dek sürmesine karşın, yeterince açıklanamayan bir çok yeri vardır.