NASYONAL SOSYALİZM Hitler’in ve Nasyonal Sosyalist Partinin doktrini. “Nasyonal Sosyalizm” terimi, milliyetçilerin, enternasyonalist olduğu için milli bütünlüğü bozmakla suçladıkları gerçek sosyalizmden kütleleri saptırmak için giriştikleri denemeyi belirtir.
Bu kurum, ilk kez Feder’in, Alman İşçi Partisi için yazdığı (192O) yirmi beş maddelik programda, sonra da Hitler’in hapiste yazdığı (1923-1924) ve 1925-1927’de yayımladığı “Kavgam” (Mein Kampf) adlı eserinde açıklandı. Bir öz yaşam öyküsü ve yergi eseri niteliğindeki bu kitap, yeni Almanya’nın düşünce ve inançlarını yansıtan bir bütün ve Nazilerin tek temel kitabı oldu.
Tamamen sloganlardan oluşan Nazi doktrininin gerçekte bir orijinalliği yoktur; büyük Alman Reich’ı düşüncesi Alman birliği taraftarlarından alınmıştır. Germen ırkının üstünlüğü savı Gobineau’dan alınmış ve Nietzche’nin geliştirdiği üstün insan kavramıyla pekiştirilmiştir.
Sosyalizme ve Marksçılığa karşı olan, nasyonal sosyalizmin temeli, kan ve tarih bağıyla birleşmiş ve aynı toprak üstünde yaşamış aşırı bir ırk birliği anlamında bir ulustu. Hitler, kitabında, insan ırklarının eşitsizliğini ve üstün bir ırkın varlığını (Ari ırk) kesin bir olgu olarak ortaya koyuyordu. Ona göre, Germen ırkının aşağı bir ırkla karışması önlenmeliydi; yani Yahudiler yok edilmeliydi.
Alman kanından olan herkesin bir Alman imparatorluğu içinde birleşmesi gerektiğini savunuyor ve Almanca konuşan herkesi Alman olarak niteliyordu. Böylece kurulması düşlenen büyük Almanya bir önderin (Ein Führer) belirlediği ilkelere göre yönetilecekti. Bu yönetimde seçim yoktu; Almanya’yı simgeleyen ve bütün yetkileri elinde tutan Führer’in önderliğinde, piramit biçimli siyasal bir örgütlenme (Nazi Partisi) vardı.
Halk oylamalarıyla zaman zaman eylemlerini onaylatsa bile, Führer mutlaktı ve yanılmazdı; bu nedenle, Führer’e taparcasına inanılması, bütün olanaklar kullanılarak sağlanmalıydı. Mussolini’den de esinlenen ve nasyonal sosyalizmin usta bir uygulayıcısı olan Hitler, psikolojilerini çok iyi tanıdığı kitlelerin daha doğrusu burjuvazinin koşullandırılmasına büyük önem veriyordu.
Bütün bunlardan anlaşıldığı üzere, nasyonal sosyalizm, bir siyasal doktrin olmaktan çok bir eylemdir; kitleleri etkileyip aldatarak bir diktatörlük kurma yöntemidir. Hitler, Nasyonal Sosyalist işçi Partisi’nin ve yan örgütlerinin (S. A. ve S. S. ler) şiddete dayalı yardımlarıyla, 1933’te bu yöntemle iktidarı ele geçirmiştir.