MOTOR herhangi bir enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürmeye yarayan aygıt: Patlamalı motor, dizel motoru, elektrik motoru, vb. Patlamalı motorda bir akaryakıt ve hava karışımı sıkıştırıldıktan sonra elektrik kıvılcımıyla ateşlenerek bir silindir içinde patlaması sağlanır. Patlama sonucunda meydana gelen basınç silindiri iter. Birkaç silindir yan yana yerleştirip patlamaların art arda olması da sağlanınca bundan sürekli bir hareket doğar.
Silindirlerin bağlı olduğu mil (krank mili) silindirlerle elde edilen dikey hareketleri dairesel harekete dönüştürür, onunla da her türlü dönme mekanizması çalıştırılabilir. Otomobil motorlarının çoğunluğu bu sisteme göre çalışır. Dizel motorunda da aynı patlama mekanizması vardır, ancak ateşleme elektrik kıvılcımıyla değil fazla sıkıştırmayla sağlanır. Bu nedenle dizel motorlarında buji, platin, distribütör, karbüratör gibi benzin motorlarına özgü mekanizmalara gerek yoktur. Akümülatör bu motorlarda yalnız ilk hareketi ve ışık sağlamaya yarar.
Dizel motorunun bir üstünlüğü de daha kaba ve dolayısıyla daha ucuz olan bir yakıtla (motorin ya da mazot) çalışmasıdır. Buna karşılık dizel motoru hem çok gürültülü, hem çok titreşimlidir. Bu nedenle gemi, kamyon, tren, fabrika gibi büyük makine ve tesislerde kullanılır. Ancak binek otomobilleri için de küçük dizel motorları yapılmıştır. Bütün dünyada ulaştırma araçlarında geniş çapta kullanılan bu motorların yaşamı her şeyden önce yeryüzünde petrolün varlığıyla sınırlıdır.
Petrol yerine alkol, gaz, vb. yakıtlar kullanılabilirse de yılda birkaç milyar ton yakıtın bunlarla sağlanması olanağı yoktur. Petrol tükenmeye yüz tutunca iç yanmalı ya da patlamalı denen bu motorlar da ister istemez terkedilecektir. Buna karşılık elektrik motorunun durumu ve geleceği parlaktır. Elektrik motorunun, patlamalı motorlar gibi çevreyi kirletme tehlikesi de yoktur. Ne var ki henüz elektriği yeterince depo etme olanağı bulunamadığından bu enerjinin otomobilde kullanımı çok sınırlıdır.
Elektrik motoru, patlamalı motordan beş on yıl kadar sonra bir rastlantı sonucu bulunmuştur. Belçikalı Zenobe Gramme, 1871’de ilk dinamoyu icat etmişti. Bir mıknatıs alanı içine yerleştirilmiş tel sarılı bir makaradan oluşan bu basit aygıt doğru akım üretiyordu. Akımı üretmek için halka şeklindeki makarayı döndürmek yeterliydi. İki yıl sonra makine yanlışlıkla doğru akıma bağlandı ve halkanın dönmeye başladığı görüldü. Böylece dinamonun elektrik motoruna dönüşebildiği anlaşıldı. Sonra alternatif üreteçlerinde aynı şeyin olabileceği görüldü. Böylece elektrik motoru doğdu ve yüz yıl içinde baş döndürücü bir gelişme gösterdi.
Günümüzde elektrikli ev aygıtlarından büyük fabrikalara, tren ve troleybüse kadar çok geniş bir alanda bu motorlar kullanılmaktadır. Bu motorların otomobillerde kullanılması için de bütün dünyada yoğun bir çalışma yapılmaktadır. Bir de tepkili uçaklarda kullanılan tepkili motorlar vardır. Tepkili motorlar (turboreaktör) aslında gaz türbinleridir. Jetlerde kullanılan bu türlü motorların çok büyük bir itiş gücü olmasına karşın bu motorların iki büyük sakıncası vardır: Yüksek oranda yakıt tüketimi ve büyük gürültü. Bu nedenle bu motorlar ancak uçaklarda kullanılmaktadır.