MİTOLOJİ çoktanrıcı eskiçağda ya da çeşitli toplumlarda tanrıların, tanrılaştırılmış kişilerin ve kahramanların tarihi. Mitoloji terimi, Avrupa’da daha çok klasik eskiçağ için kullanılmıştır. Ancak günümüzde, Mısır, Yunan, Türk, Alman, Slav, İskandinav, Çin, Hint vb. mitolojileri diye ayrım yapmak bir gelenek halini almıştır.
Mitoloji alanında yapılan araştırmaların en belirgin özelliği, eski tanrılar ve inanç sistemleri hakkında yorumlar yapılmasına olanak vermesidir. Ancak bu araştırmalarda büyük güçlüklerle karşılaşılır: Efsane gelenekleri, o zamanın günlük olaylarına dayandığı açıkça görülen ekleme öykülerle birleşerek, yere ve zamana göre, pek çok çeşitlilik gösterir, biçim değişikliklerine uğrar ve öğelerle karışır. Bu da efsane ve masal öğelerinin yalnızca inanç ve din alanlarının konusu değil, aynı zamanda ve daha büyük çapta, sanat ve edebiyatın konusu olmasından ileri gelir.
Bu bakımdan mitoloji daha ilk çağlardan başlayarak önce destanların, sonra tiyatronun, süslemeciliğin vb. yararlandığı bir kaynak oldu. Şiir ya da bilimsel yazılar halinde birtakım mit denemeleri ortaya çıktı. Mitlerin kaynakları üstünde yapılan yorumlayıcı araştırmalar İÖ 5. yüzyıla kadar uzanır.
İÖ 4. yüzyılda Euhemeros mitolojiyi, kurtarıcı ve site kurucu kahramanların serüvenleri gibi, zamanla biçim değiştirmiş ve şiirleştirilmiş tarihi olaylar olarak yorumladı. Yeni Eflatuncular mitolojiyi felsefe alanına soktular ve ona düşünsel bir kimlik kazandırmaya çalıştılar. Charles de Brosses ile, kısmen karşılaştırmalı mitolojiye dayanan çağdaş incelemeler başladıysa da bu alanda araştırmalar yapan bilim adamları arasında görüş birliği sağlanamadı.
Örneğin bazı bilim adamları (A. Lang, Frazer vb.), mitlerin doğrudan doğruya ilkel düşüncenin ürünü olduğunu; bazı bilim adamları (Victor Berard) ise mitlerin, dinsel ayin törenlerinin yorumlanmasından doğduğunu ileri sürdüler. Günümüzde giderek bir bilim niteliği kazanan “karşılaştırmalı mitoloji”, bu alandaki sorulara açık ve somut yanıtlar getirmeye çalışmaktadır.