MEMUR devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği temel ve sürekli işlerde çalışmak üzere atanan, genel ve katma bütçelerden ya da bunlara benzer döner sermayeli kuruluşlardan ya da kefalet sandıklarından aylık alan kişi.
Bir ülkede yönetimin (idarenin), kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mal ve paraya olduğu gibi gerçek kişilere de gereksinimi vardır. Böylece yönetimle ilgili çalışmalara katılan ve hizmetlerin yürütülmesini sağlayan kişilere yönetimin personeli ya da kamu görevlileri adı verilir.
Kamu görevlileri arasında en önemli yeri memurlar alır. Çünkü memurların nesnel ve genel statülerine ve süreklilik gösteren durumlarına karşılık, diğer görevlilerin görevleri geçicidir ve çoğu kez statüleri bir sözleşmeyle, yani öznel bir işlemle belirlenir.
Bunlara, Devlet Memurları Kanunu deyimiyle, sözleşmeli ya da yevmiyeli personel adı verilir. Seçimle gelen onursal görevlilerle, bir yükümlülük sonucu kamu hizmetine katılan yükümlüler de memur kavramı içine girmez. Örneğin bir belediye meclisi üyesi, bir milletvekili memur sayılmadığı gibi, bir er de memur sayılmaz.
Bununla birlikte, Türk Ceza Kanunu’nun uygulanmasında memur kavramı, klasik ve teknik anlamına göre daha geniş tutulmuştur. Sürekli ya da geçici olarak yasama ve yönetme işleri ile adli işlere ilişkin bir kamu görevi yapan devlet ya da diğer kamu kurumlarının memur ve müstahdemleri, memur sayılır (madde 279).
Ceza kanunu, bu gibi kimselerin hem belli birtakım suçları işleme olanağına ya da kolaylığına sahip bulunmaları, hem de görevleri sonucu, özel olarak korunmaları gereğini düşünerek bu konuda cezalandırıcı ve koruyucu yaptırımlar koymuştur.
Anayasanın 117. maddesinde devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin, “genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği temel ve sürekli görevler, memurlar eliyle görülür” hükmünü koymuştur.
Yine anayasaya göre, memurların nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri, özlük işleri, vb. kanunla düzenlenir (madde 117/2).
Bir ülkede yönetimin (idarenin), kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mal ve paraya olduğu gibi gerçek kişilere de gereksinimi vardır. Böylece yönetimle ilgili çalışmalara katılan ve hizmetlerin yürütülmesini sağlayan kişilere yönetimin personeli ya da kamu görevlileri adı verilir.
Kamu görevlileri arasında en önemli yeri memurlar alır. Çünkü memurların nesnel ve genel statülerine ve süreklilik gösteren durumlarına karşılık, diğer görevlilerin görevleri geçicidir ve çoğu kez statüleri bir sözleşmeyle, yani öznel bir işlemle belirlenir.
Bunlara, Devlet Memurları Kanunu deyimiyle, sözleşmeli ya da yevmiyeli personel adı verilir. Seçimle gelen onursal görevlilerle, bir yükümlülük sonucu kamu hizmetine katılan yükümlüler de memur kavramı içine girmez. Örneğin bir belediye meclisi üyesi, bir milletvekili memur sayılmadığı gibi, bir er de memur sayılmaz.
Bununla birlikte, Türk Ceza Kanunu’nun uygulanmasında memur kavramı, klasik ve teknik anlamına göre daha geniş tutulmuştur. Sürekli ya da geçici olarak yasama ve yönetme işleri ile adli işlere ilişkin bir kamu görevi yapan devlet ya da diğer kamu kurumlarının memur ve müstahdemleri, memur sayılır (madde 279).
Ceza kanunu, bu gibi kimselerin hem belli birtakım suçları işleme olanağına ya da kolaylığına sahip bulunmaları, hem de görevleri sonucu, özel olarak korunmaları gereğini düşünerek bu konuda cezalandırıcı ve koruyucu yaptırımlar koymuştur.
Anayasanın 117. maddesinde devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin, “genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği temel ve sürekli görevler, memurlar eliyle görülür” hükmünü koymuştur.
Yine anayasaya göre, memurların nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri, özlük işleri, vb. kanunla düzenlenir (madde 117/2).