MARCO POLO (1254-1324) Venedikli gezgin. Tüccarlık Yapan babası ile amcası, Çin’e yaptıkları ikinci gezide onu da yanlarına alıp 1271’de yola çıktılar. İran’ı ve İç Asya’yı geçerek üç yıl sonra Çin’e vardılar. Hanbalık’ta (Pekin) Kubilay Han’ın sarayına gittiler (1275). Burada Marco Polo, büyük hanın hizmetine girdi; Moğolca öğrendi.
Çeşitli görevlerle ülkenin birçok yerini gezip dolaştı. Gördüğü yerler hakkında notlar tuttu; işittiği öyküleri yazdı. Ticaret amacıyla Çin’e giden bu üç Venedikli, on yedi yıl Kubilay Han’ın sarayında konuk kaldılar, onun hizmetinde bulundular ve zengin oldular.
Ancak gelecekleri bakımından kaygıya düştüler: Kubilay’ın ölümünden sonra durumları ne olacaktı? İşte bu nedenle, Kubilay Han’ın onayını alarak, 1292’de denizyoluyla ülkelerine dönmek üzere Çin’den ayrıldılar. Singapur ve Malaka boğazlarından, Seylan’ın güneyinden geçerek Hürmüz’e ulaştılar.
Oradan karayoluyla Trabzon’a geldiler, burada gemiye bindiler; İstanbul’dan geçerek Venedik’e ulaştılar (1295). Marco Polo, donanmada bir deniz subayı olarak görev aldı; Cenevizlilerle yapılan savaşta tutsak düştü.
İşte bu sırada gezip gördüğü yerleri ve Moğol İmparatorluğu ülkesinde başından geçenleri anlatan ünlü eserini yazdı. “Venedikli Marco Polo’nun ya da diğer adıyla Millio’nun, Dünya’nın Harikalarını Anlatan Kitabı” adını taşıyan bu dev eserinde, Batı dünyasına; Çin’in gücü ve büyüklüğü üstüne bilgiler verdi.
Ayrıca Müslümanların, Hıristiyanlar tarafından tanınıp bilinmesine yardımcı oldu. Bu ünlü gezginin, o dönemin olayları üstündeki gözlemlerinden şarkiyatçılar bugün de yararlanmaktadırlar. Marco Polo’nun kitabı, ancak 19. yüzyılda tanındı ve o zamandan bu yana birçok dile çevrildi.
Çeşitli görevlerle ülkenin birçok yerini gezip dolaştı. Gördüğü yerler hakkında notlar tuttu; işittiği öyküleri yazdı. Ticaret amacıyla Çin’e giden bu üç Venedikli, on yedi yıl Kubilay Han’ın sarayında konuk kaldılar, onun hizmetinde bulundular ve zengin oldular.
Ancak gelecekleri bakımından kaygıya düştüler: Kubilay’ın ölümünden sonra durumları ne olacaktı? İşte bu nedenle, Kubilay Han’ın onayını alarak, 1292’de denizyoluyla ülkelerine dönmek üzere Çin’den ayrıldılar. Singapur ve Malaka boğazlarından, Seylan’ın güneyinden geçerek Hürmüz’e ulaştılar.
Oradan karayoluyla Trabzon’a geldiler, burada gemiye bindiler; İstanbul’dan geçerek Venedik’e ulaştılar (1295). Marco Polo, donanmada bir deniz subayı olarak görev aldı; Cenevizlilerle yapılan savaşta tutsak düştü.
İşte bu sırada gezip gördüğü yerleri ve Moğol İmparatorluğu ülkesinde başından geçenleri anlatan ünlü eserini yazdı. “Venedikli Marco Polo’nun ya da diğer adıyla Millio’nun, Dünya’nın Harikalarını Anlatan Kitabı” adını taşıyan bu dev eserinde, Batı dünyasına; Çin’in gücü ve büyüklüğü üstüne bilgiler verdi.
Ayrıca Müslümanların, Hıristiyanlar tarafından tanınıp bilinmesine yardımcı oldu. Bu ünlü gezginin, o dönemin olayları üstündeki gözlemlerinden şarkiyatçılar bugün de yararlanmaktadırlar. Marco Polo’nun kitabı, ancak 19. yüzyılda tanındı ve o zamandan bu yana birçok dile çevrildi.