MACARİSTAN Orta Avrupa’da devlet. Yüzölçümü 93.032 km2, nüfusu 9,773 milyon, başkenti Budapeşte. Doğal ortam: Macaristan yer yer dağlarla birbirinden ayrılmış bir ovalar ülkesidir. Bu dağların en önemlisi geniş tabanlı alçak kütleler halinde kuzeydoğudan güneybatıya uzanan Macaristan Dağları’dır. Üzerinde yer yer sönmüş volkan tepeleri de bulunan bu dağlarda dorukların en yükseği ancak 1.015 metreyi bulur (Bakoni Matra Dağları). Bu dağ sırası kuzeydeki küçük ovayı güneydeki büyük ovadan ayırır. Büyük Macar Ovası, Tuna ve Tizsa ırmaklarının yüzyıllardan bu yana taşıyıp getirdiği alüvyonlarla dolmuş bir teknedir. Ülkenin batısında Balaton Gölü ve Tuna ötesi dağlar uzanır.
Macaristan’da tam bir kara iklimi egemendir. Kışlar soğuk, yazlar yağışlı ve sıcak olur (Budapeşte’de ocak ayı ortalama sıcaklığı -1°C, temmuz ayı ortalama 2l,9°C, yıllık yağış 498 mm’dir). Dağlık yerler genel olarak ormanlarla kaplıdır. Ovanın bazı kesimlerinde bataklıklar bulunur.
Nüfus: İki dünya savaşında da büyük sarsıntı geçiren Macaristan’ın nüfus hareketlerinde genel bir duraklama görülür. Bunun birinci nedeni savaşlardaki kayıplar, ikinci nedeni de göç hareketleridir. Bununla birlikte son yıllarda doğum oranında görülen yükselme nedeniyle nüfus artışı da başlamıştır. Km2 başına 115 kişi düşen ülkede nüfus dağılımı dengesizdir. Nüfus daha çok sanayi merkezlerinde toplanmış durumdadır. Bataklık Tuna ve Tizsa ovalarında nüfus seyrektir. Nüfusun beşte biri başkent Budapeşte’de oturur. Başkentin dışında nüfusu l00.000’i aşan beş kent vardır: Györ, Pecs, Debrecen, Miskolc, Szeged.
Ekonomi: Macaristan İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sosyalist düzene geçerek sosyalist bir ekonomiyi benimsedi. Hızlı kolektifleme politikası sonucunda patlak veren 1956 bunalımı atlatıldıktan sonra çiftçilere ve özel girişime biraz daha özgürlük tanındı. Macaristan’da tarım ve sanayi oldukça ileridir. Tarım büyük oranda makineleşmiş durumdadır.
Tuna ve Tizsa’nın akışını düzenleyici önlemler sonucunda tarım alanları genişletilebilmiş, eskiden domuz ve kaz sürülerinin beslendiği yerler günümüzde tarım alanları haline dönüşmüştür. Yetiştirilen tarım ürünleri arasında ön sırayı tahıllar alır (buğday, mısır), ondan sonra şeker pancarı, patates, tütün ve sebze ekimi gelir. Alçak dağ eteklerindeki bağlardan elde edilen üzümle de ünlü tokay şarapları yapılır. Pamuk üretimi de son yıllarda önem kazanmıştır. Uzmanlaşmış merkezlerde büyük ve küçükbaş hayvanlar, ayrıca büyük ölçüde domuz üretilir.
Eskiden beri var olan sanayi sosyalist rejim döneminde hızlı bir gelişme göstermiştir. Yeni kurulan sanayi dallarının yanında eski sanayiler besin, tekstil, önemini yitirmiştir. Günümüzde makine sanayi önem kazanmıştır. Ülkenin en büyük sorunu enerji kaynağıdır. Linyit üretimi sınırlı, hidroelektrik potansiyel düşüktür. Ülkede çıkarılan petrol ve doğal gaz da gereksinimi karşılamayadığından Rus'dan petrol dışalımı yapılır. Boksit ve demir cehveri dışında maden yatakları da sınırlıdır (bakır, çinko, kurşun). Sanayinin gereksinmesini belli ölçüde karşılayacak kadar alüminyum ve demir-çelik elde edilir.
Genelde Budapeşte Bölgesinde yoğunlaşmış olan sanayi, işleme sanayine dayanır: Makine sanayi, elektrik, kimya (gübre, plastik, sentetik). Üretilen sanayi ürünleri daha çok Rusya'ya ve diğer Comecon (Komünist Ülkelerin Ortak Pazarı) ülkelerine satılır. Turizm gelirlerinin de ülke ekonomisine önemli bir katkısı vardır.
Tarih: Macarlar İÖ 9. yüzyılda Uralların doğusundan batıya göçerek günümüzdeki Macaristan topraklarına yerleştiler. Macarlardan önce aynı topraklarda sırasıyla Keltler, Germenler, Ostrogotlar, Hunlar ve Avarlar yaşamışlardı. Yerli halkların üzerinde egemenlik kuran Macar boyları 10. yüzyılda Alman misyonerlerin etkisiyle Hıristiyanlaştılar. 16. yüzyıla kadar değişik hanedanların yönetiminde bir krallık olan Macaristan 1526 Mohaç Savaşı’ndan sonra Osmanlı egemenliğine girdi. 1683’te Kutsal ittifak’ın kurulmasından sonra Macaristan’ı Avusturya ele geçirdi.
1699’da imzalanan Karlofça Antlaşması sonucu bu durum Osmanlı Devleti tarafından da kabul edildi. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1. Dünya Savaşı sonunda yıkılınca 1920 yılında Macaristan yeniden bağımsız bir devlet olarak kuruldu. 2. Dünya Savaşa’nda Nazi Almanyası’nın yanında yer alan Macaristan, 1944’te Sovyet orduları tarafından işgal edildi ve bir süre sonra l946'da sosyalist bir halk cumhuriyetine dönüştü.
İktidarı ele geçiren Komünist Partisi ülkede yoğun bir kolektifleştirme hareketine girişti. Macarlar 1956’da rejime karşı ayaklandılar tek parti sisteminden vazgeçilmesini, Sovyet birliklerinin Macaristan’dan çekilmesini ve serbest seçimlerin yapılmasını istediler. Bunun üzerine Kızılordu birlikleri Budapeşte’ye girerek ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırdı.
Ayaklanmaya öncülük eden Başbakan İmre Nagy ve arkadaşları idam edildiler. O tarihte Komünist partisi’nin başına geçen Janos Kadar ülkede düzeni sağladıktan sonra 1969-1979 arasında, komünist anlayış çerçevesinde olmakla birlikte genel bir liberalleşme politikası güttü. Macaristan Sosyalist İşçi Partisi (komünist partisi) Kadar’ın liderliğinde, ülkedeki 80.000 Sovyet askerinin varlığına karşın, pazar ekonomisi ilkelerine önemli ölçüde yer veren ekonomik reformlara girişti. Mecliste açık tartışmalara olanak tanıyarak halkı yönetime ve siyasete katılmaya teşvik etti.
Macaristan’da tam bir kara iklimi egemendir. Kışlar soğuk, yazlar yağışlı ve sıcak olur (Budapeşte’de ocak ayı ortalama sıcaklığı -1°C, temmuz ayı ortalama 2l,9°C, yıllık yağış 498 mm’dir). Dağlık yerler genel olarak ormanlarla kaplıdır. Ovanın bazı kesimlerinde bataklıklar bulunur.
Nüfus: İki dünya savaşında da büyük sarsıntı geçiren Macaristan’ın nüfus hareketlerinde genel bir duraklama görülür. Bunun birinci nedeni savaşlardaki kayıplar, ikinci nedeni de göç hareketleridir. Bununla birlikte son yıllarda doğum oranında görülen yükselme nedeniyle nüfus artışı da başlamıştır. Km2 başına 115 kişi düşen ülkede nüfus dağılımı dengesizdir. Nüfus daha çok sanayi merkezlerinde toplanmış durumdadır. Bataklık Tuna ve Tizsa ovalarında nüfus seyrektir. Nüfusun beşte biri başkent Budapeşte’de oturur. Başkentin dışında nüfusu l00.000’i aşan beş kent vardır: Györ, Pecs, Debrecen, Miskolc, Szeged.
Ekonomi: Macaristan İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sosyalist düzene geçerek sosyalist bir ekonomiyi benimsedi. Hızlı kolektifleme politikası sonucunda patlak veren 1956 bunalımı atlatıldıktan sonra çiftçilere ve özel girişime biraz daha özgürlük tanındı. Macaristan’da tarım ve sanayi oldukça ileridir. Tarım büyük oranda makineleşmiş durumdadır.
Tuna ve Tizsa’nın akışını düzenleyici önlemler sonucunda tarım alanları genişletilebilmiş, eskiden domuz ve kaz sürülerinin beslendiği yerler günümüzde tarım alanları haline dönüşmüştür. Yetiştirilen tarım ürünleri arasında ön sırayı tahıllar alır (buğday, mısır), ondan sonra şeker pancarı, patates, tütün ve sebze ekimi gelir. Alçak dağ eteklerindeki bağlardan elde edilen üzümle de ünlü tokay şarapları yapılır. Pamuk üretimi de son yıllarda önem kazanmıştır. Uzmanlaşmış merkezlerde büyük ve küçükbaş hayvanlar, ayrıca büyük ölçüde domuz üretilir.
Eskiden beri var olan sanayi sosyalist rejim döneminde hızlı bir gelişme göstermiştir. Yeni kurulan sanayi dallarının yanında eski sanayiler besin, tekstil, önemini yitirmiştir. Günümüzde makine sanayi önem kazanmıştır. Ülkenin en büyük sorunu enerji kaynağıdır. Linyit üretimi sınırlı, hidroelektrik potansiyel düşüktür. Ülkede çıkarılan petrol ve doğal gaz da gereksinimi karşılamayadığından Rus'dan petrol dışalımı yapılır. Boksit ve demir cehveri dışında maden yatakları da sınırlıdır (bakır, çinko, kurşun). Sanayinin gereksinmesini belli ölçüde karşılayacak kadar alüminyum ve demir-çelik elde edilir.
Genelde Budapeşte Bölgesinde yoğunlaşmış olan sanayi, işleme sanayine dayanır: Makine sanayi, elektrik, kimya (gübre, plastik, sentetik). Üretilen sanayi ürünleri daha çok Rusya'ya ve diğer Comecon (Komünist Ülkelerin Ortak Pazarı) ülkelerine satılır. Turizm gelirlerinin de ülke ekonomisine önemli bir katkısı vardır.
Tarih: Macarlar İÖ 9. yüzyılda Uralların doğusundan batıya göçerek günümüzdeki Macaristan topraklarına yerleştiler. Macarlardan önce aynı topraklarda sırasıyla Keltler, Germenler, Ostrogotlar, Hunlar ve Avarlar yaşamışlardı. Yerli halkların üzerinde egemenlik kuran Macar boyları 10. yüzyılda Alman misyonerlerin etkisiyle Hıristiyanlaştılar. 16. yüzyıla kadar değişik hanedanların yönetiminde bir krallık olan Macaristan 1526 Mohaç Savaşı’ndan sonra Osmanlı egemenliğine girdi. 1683’te Kutsal ittifak’ın kurulmasından sonra Macaristan’ı Avusturya ele geçirdi.
1699’da imzalanan Karlofça Antlaşması sonucu bu durum Osmanlı Devleti tarafından da kabul edildi. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1. Dünya Savaşı sonunda yıkılınca 1920 yılında Macaristan yeniden bağımsız bir devlet olarak kuruldu. 2. Dünya Savaşa’nda Nazi Almanyası’nın yanında yer alan Macaristan, 1944’te Sovyet orduları tarafından işgal edildi ve bir süre sonra l946'da sosyalist bir halk cumhuriyetine dönüştü.
İktidarı ele geçiren Komünist Partisi ülkede yoğun bir kolektifleştirme hareketine girişti. Macarlar 1956’da rejime karşı ayaklandılar tek parti sisteminden vazgeçilmesini, Sovyet birliklerinin Macaristan’dan çekilmesini ve serbest seçimlerin yapılmasını istediler. Bunun üzerine Kızılordu birlikleri Budapeşte’ye girerek ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırdı.
Ayaklanmaya öncülük eden Başbakan İmre Nagy ve arkadaşları idam edildiler. O tarihte Komünist partisi’nin başına geçen Janos Kadar ülkede düzeni sağladıktan sonra 1969-1979 arasında, komünist anlayış çerçevesinde olmakla birlikte genel bir liberalleşme politikası güttü. Macaristan Sosyalist İşçi Partisi (komünist partisi) Kadar’ın liderliğinde, ülkedeki 80.000 Sovyet askerinin varlığına karşın, pazar ekonomisi ilkelerine önemli ölçüde yer veren ekonomik reformlara girişti. Mecliste açık tartışmalara olanak tanıyarak halkı yönetime ve siyasete katılmaya teşvik etti.