KURBAĞA hem karada, hem suda yaşayan kuyruksuz amfibyumların genel adı. Kara kurbağasıgiller, tekerdilli kurbağalar sukur bağasıgiller familyalarında toplanan birçok kurbağa türü vardır. Bütün amfibyumlar (iki yaşayışlılar) gibi kurbağalar da çıplak derili hayvanlardır. Derisi her zaman nemlidir. Bunu derideki salgı bezleri sağlar. Bu hayvanlar akciğer solunumunun yanı sıra deri ile de solunum yaptıklarından derinin ıslak bulunması çok önemlidir.
Erişkin kurbağanın vücudu toparlakça ve yassıdır. Renkleri genellikle yaşadıkları ortama uygun olur: Karada yaşayanlar toprak renginde, çayırda ve ağaçlarda yaşayanlar yeşil, suda yaşayanlar benekli, vb. Kurbağanın boynu yoktur, baş doğrudan doğruya gövdeye bağlıdır. Ağızda diş varsa da pek gelişmemiştir. Dil türlere göre değişiktir (önden bağlı çatal dil, disk dil). Arka bacaklar ön bacaklardan daha uzundur ve arka ayakların parmakları arasında perde vardır.
Kurbağaların yüreği üç gözlüdür: İki kulakçık, bir karıncık. Temiz ve kirli kan karıncıkta birleştiğinden kurbağalar da sürüngenler gibi soğukkanlı hayvanlardır, yani vücut sıcaklığı bulundukları dış ortamın sıcaklığına bağlı olarak yükselip alçalır.
Kurbağaların ilginç yönlerinden biri de üremeleridir. Yavru kurbağa ergin kurbağaya benzemez. Yumurtadan çıkan yavrular (iribaş) balığı andırır. Bunlar ancak suda yaşayabilir ve solungaçla solunum yaparlar. Kara kurbağasının da üremek için suya gereksinmesi vardır.
Kurbağa yavrusu başkalaşma geçirerek erişkin kurbağaya dönüşür. Zamanla kuyruk ve solungaçlar, hayvan büyüyüp geliştikçe küçülüp yok olur, önce arka bacaklar, sonra ön bacaklar ortaya çıkar ve akciğerler oluşur. Başkalaşımını tamamlayan kurbağa artık hem suda, hem karada yaşayabilir.
Kurbağalar yavru iken sudaki bitkisel besinlerle, erginleşince suda ya da karada hayvansal besinlerle (ufak balık, salyongoz, her türlü böcek ve tırtıl) beslenirler.
Başlıca kurbağa türleri: Kara kurbağası (Bufo bufo), yeşil kurbağa (B. viridis), su kurbağası (Rana esculenta), çayır kurbağası (R. temporaria), Yunanistan kurbağası (R graeca), çevik kurbağa (R. dalmatina), mağrip kurbağası (R. arvalis), öküz kurbağası (R. catasbeiana) dev kurbağa (R. goliath), yazılı kurbağa (Discoglossus pictus), vb.
Erişkin kurbağanın vücudu toparlakça ve yassıdır. Renkleri genellikle yaşadıkları ortama uygun olur: Karada yaşayanlar toprak renginde, çayırda ve ağaçlarda yaşayanlar yeşil, suda yaşayanlar benekli, vb. Kurbağanın boynu yoktur, baş doğrudan doğruya gövdeye bağlıdır. Ağızda diş varsa da pek gelişmemiştir. Dil türlere göre değişiktir (önden bağlı çatal dil, disk dil). Arka bacaklar ön bacaklardan daha uzundur ve arka ayakların parmakları arasında perde vardır.
Kurbağaların yüreği üç gözlüdür: İki kulakçık, bir karıncık. Temiz ve kirli kan karıncıkta birleştiğinden kurbağalar da sürüngenler gibi soğukkanlı hayvanlardır, yani vücut sıcaklığı bulundukları dış ortamın sıcaklığına bağlı olarak yükselip alçalır.
Kurbağaların ilginç yönlerinden biri de üremeleridir. Yavru kurbağa ergin kurbağaya benzemez. Yumurtadan çıkan yavrular (iribaş) balığı andırır. Bunlar ancak suda yaşayabilir ve solungaçla solunum yaparlar. Kara kurbağasının da üremek için suya gereksinmesi vardır.
Kurbağa yavrusu başkalaşma geçirerek erişkin kurbağaya dönüşür. Zamanla kuyruk ve solungaçlar, hayvan büyüyüp geliştikçe küçülüp yok olur, önce arka bacaklar, sonra ön bacaklar ortaya çıkar ve akciğerler oluşur. Başkalaşımını tamamlayan kurbağa artık hem suda, hem karada yaşayabilir.
Kurbağalar yavru iken sudaki bitkisel besinlerle, erginleşince suda ya da karada hayvansal besinlerle (ufak balık, salyongoz, her türlü böcek ve tırtıl) beslenirler.
Başlıca kurbağa türleri: Kara kurbağası (Bufo bufo), yeşil kurbağa (B. viridis), su kurbağası (Rana esculenta), çayır kurbağası (R. temporaria), Yunanistan kurbağası (R graeca), çevik kurbağa (R. dalmatina), mağrip kurbağası (R. arvalis), öküz kurbağası (R. catasbeiana) dev kurbağa (R. goliath), yazılı kurbağa (Discoglossus pictus), vb.