Küba nerede hangi kıtada nasıl bir devlet bir yerdir? tarihi hakkında bilgi

KÜBA Orta Amerika’da Antillerin en büyük adası üzerinde devlet. Yüzölçümü 114.524 km2, nüfusu 11,48 milyon, başkenti Havana. Küba’nın yüzey şekilleri Sierra Maestra’nın bulunduğu dağlık alan dışında, karstik aşınmalarla oluşmuş kalker yapıtı plato ve ovalar halindedir. Nemli tropikal iklim nedeniyle ada üzerinde sık ormanlar bulunur. Ancak birçok yerde ormanlar yozlaşarak yerini sayan tipi bitki örtüsüne bırakmıştır. Nüfusun çoğunluğu İspanyol kökenli Beyazlardan oluşur. Bunların arasında Siyahilerle melezler de bulunur. Nüfusun büyük bir bölümü kentlerde oturur. Başlıca büyük kentler: Havana, Santigo de Cuba, Camaguey, Guantanamo.


Küba ekonomisi her şeyden önce tarıma dayanır. Adanın verimli topraklarında eskiden beri dışsatıma yönelik olarak şeker kamışı üretilir. Sosyalist rejim kurulduktan sonra geniş işletmeler halindeki topraklar devlet yönetimi altında işletilmektedir. Başlıca tarım ürünü şeker kamışı olduğundan önemli ölçüde şeker üretilir. Bunun yanı sıra kahve, tütün ve turunçgiller de büyük işletmelerde üretilmektedir. Bununla birlikte yiyecek madde üretimi ülke gereksinmesini karşılamaktan uzaktır.

Küba’nın yeraltı kaynakları kıttır. En çok çıkan maden nikel sınırlı ölçüde işlenebilmektedir. Başta Havana olmak üzere kentlerde mevcut ürünleri işleyen fabrikalar vardır (şeker, tütün ve tarım aletleri fabrikaları). Küba ekonomisi büyük ölçüde uluslararası ticarete bağlıdır. Eskiden Birleşik Amerika ile olan ticari ilişkiler günümüzde yerini sosyalist ülkelere bırakmıştır. Küba, ekonomik yardım dışında teknik yardım da görmektedir.

Tarih: Küba Adası 1492’de Kristof Kolomb tarafından bulundu. 1511’de adayı işgal eden İspanyollar, Siyahi köleler getirterek adada çalıştırmaya başladılar. Adanın başlıca gelir kaynağı o zamandan bu yana şeker kamışıdır. Birçok kez girişilen ayaklanmalardan sonra 1868, ayaklanması on yıl sürdü, sonunda ada bir ölçüde özerklik kazandı ve kölelik kaldırıldı (1880).

Şeker kamışından yararlanan Amerikalılar Kübalıları desteklediler; bu yüzden 1898’de İspanya-Amerika savaşı çıktı. İspanya savaştan yenik çıkınca Küba’dan vazgeçmek zorunda kaldı. 1901’de kurulan Küba Cumhuriyeti ekonomik ve diplomatik bakımdan Birleşik Amerika’ya bağımlı duruma geldi. Ondan sonra Birleşik Amerika’nın himayesinde elli yıl süren bir diktatörlükler dönemi yaşandı.

Fulgencio Batista Zaldivar, birkaç yıllık ara dışında, 1933’ten 1959’a kadar Küba’yı diktatörlükle yönetti. Ülkedeki muhalefetin başına geçen Fidel Castro 1953’ten 1959'a dek süren mücadele sonunda Batista’yı devirerek başa geçti; sosyalist bir rejim kurarak bütün toprakları ve yabancı işletmeleri devletleştirdi. Buna karşı çıkan Birleşik Amerika Küba’ya ticari ambargo uyguladı. Ancak gittikçe Sovyetlere yakınlaşan Küba kurduğu sosyalist düzenle hem sosyalist, hem Üçüncü Dünya ülkelerinin desteğini sağladı. 1962’de Küba’ya yerleştirilen Sovyet füzeleri büyük bir bunalıma yol açtıysa da Kennedy ve Kruşçev’in barışçı çabalarıyla dünya nükleer bir savaşın eşiğinden döndü, Sovyet füzeleri geri çekilerek bunalım sona erdirildi.

52 tarafsız ülkenin Havana’da katıldığı Tarafsızlar Altıncı Konferansı, Küba’nın uluslararası prestijini artırdı (1979). Komünist partisinin yönetiminde bulunan Küba 1976’da kabul edilen anayasa ile sosyalist ekonomiye üstünlük tanımakla birlikte, tarım ve ulaşım sektöründe bir ölçüde özel mülkiyeti kabul ettiği gibi emekle kazanılmış servete dayalı özel mülkiyeti de kabul etti.