KUASAR çok uzakta bulunan ve çok güçlü radyo dalgaları yayan gök cismi. 1963 yılında, radyo teleskoplarla uzayın taranması sırasında bulunan bu cisimlerin konumları kesinlikle belirlenince, çok zayıf olmakla birlikte ışık yaydıkları da ortaya çıktı.
Saptananların sayısı 250’yi aşan ve yıldızı andıran bu cisimlerin incelenmesi sonucunda tayflarının giderek kırmızıya kaydığı anlaşıldı. Bilinen fizik kanunlarına göre belli bir hızla uzaklaşan bir cismin ışığı, gerçekte olduğundan daha kırmızı görünür. İlk bulunan kuasarın kızarmasından çıkarılan sonuca göre hızı saniyede 50.000 km’dir Gökadalar (galaksi) için belirlenen uzay ölçütleri kuasarlara uygulanacak olursa, hız ile uzaklık orantılı olduğuna göre, kuasarların bilinen en uzak cisimler olmaları gerekir.
Oysa bunların en uzak uzay cisimleri olduğu varsayılırsa, yaydıkları enerji yılda 10 milyon güneşin parçalanması anlamına gelir ki, bu da normal bir gökadanın 100 ile 1.000 katı demektir. Hele bu olgu diğer uzay cisimlerine göre küçük çapta (beş on ışık yılı çapında) bir cismin içinde gerçekleşiyorsa, bunu bilinen enerji üretim süreçlerinin hiç biri ile açıklama olanağı yoktur. Tayf kızarması kuasarların uzaklaşmasının sonucu değilse bu olgu da açıklanamaz.
Kuasarların, oluşum süreci içinde bulunan gökadalar olduğu, daha doğrusu oluşum süreci içindeki gökadalarının çekirdek bölümü olduğu varsayımı öne sürülmektedir. Son yıllarda uzayda varlığı bildirilen kara deliklerin (uzayda hiç bir işaretin çıkamadığı bölge). kuasarların göbeğinde bulunduğu ve bu cisimlerin yaydığı akıl almaz enerjinin onlardan kaynaklandığı da bir varsayımdır.
Saptananların sayısı 250’yi aşan ve yıldızı andıran bu cisimlerin incelenmesi sonucunda tayflarının giderek kırmızıya kaydığı anlaşıldı. Bilinen fizik kanunlarına göre belli bir hızla uzaklaşan bir cismin ışığı, gerçekte olduğundan daha kırmızı görünür. İlk bulunan kuasarın kızarmasından çıkarılan sonuca göre hızı saniyede 50.000 km’dir Gökadalar (galaksi) için belirlenen uzay ölçütleri kuasarlara uygulanacak olursa, hız ile uzaklık orantılı olduğuna göre, kuasarların bilinen en uzak cisimler olmaları gerekir.
Oysa bunların en uzak uzay cisimleri olduğu varsayılırsa, yaydıkları enerji yılda 10 milyon güneşin parçalanması anlamına gelir ki, bu da normal bir gökadanın 100 ile 1.000 katı demektir. Hele bu olgu diğer uzay cisimlerine göre küçük çapta (beş on ışık yılı çapında) bir cismin içinde gerçekleşiyorsa, bunu bilinen enerji üretim süreçlerinin hiç biri ile açıklama olanağı yoktur. Tayf kızarması kuasarların uzaklaşmasının sonucu değilse bu olgu da açıklanamaz.
Kuasarların, oluşum süreci içinde bulunan gökadalar olduğu, daha doğrusu oluşum süreci içindeki gökadalarının çekirdek bölümü olduğu varsayımı öne sürülmektedir. Son yıllarda uzayda varlığı bildirilen kara deliklerin (uzayda hiç bir işaretin çıkamadığı bölge). kuasarların göbeğinde bulunduğu ve bu cisimlerin yaydığı akıl almaz enerjinin onlardan kaynaklandığı da bir varsayımdır.