KARACİĞER karın boşluğunda bulunan dış salgı bezi. Omurgalı hayvanların tümünde bulunur ve insanlarınkine benzer bir görev yapar. Yumuşakçaların bazılarında da (salyangoz) bulunan karaciğer bu hayvanlarda pankreas ile birlikte karma bir organdır. İnsanda karın boşluğunda, diyaframın altında sağ tarafta bulunan karaciğerin bir bölümü hafifçe sol tarafa da taşar, Ağırlığı yetişkinlerde ortalama 1.500 gr.’dır. Üst, alt ve arka olmak üzere üç yüzü vardır.
Karaciğere giren ve çıkan damarlarla öd kesesi alt yüzdedir. Tümü bir sürü küçücük lopçuklardan oluşur; bunların arasında öd borucuklarından başka, sindirim borusundan (bağırsaklar) besin yüklü kanı toplayarak getiren kapı toplardamarı ile karaciğer atardamarının dallarının yer aldığı aralıklar bulunur.
Karaciğer lopçukları hepatosit (karaciğer hücreleri) denen hücre dizilerinden oluşur; bunlar alt anatoplardamara giden karaciğer toplardamar dalcıklarının çevresinde dizilidirler. Kan, hepatosit dizileri arasında karaciğer toplardamar dalcıkları içinde dolaşır. Hepasit dizileri kandan ödü süzerek öd borucuklarına aktarırlar.
Öd kesesinde toplanan öd sıvısı, öd kanalı ile onikiparmak bağırsağına akıtılır ve yağlı besinlerin sindirimine yarar. Karaciğer şeker, yağ ve protein metabolizmasında görev alır; fazla bilirubin ve kolesterolü ödle birlikte süzerek birçok zararlı maddeyi zararsız hale getirir, bazı hormonların etkinliğini yok eder, B12 vitaminini ve şekerlerin fazlasını biriktirip depolar.
Karaciğer hastalıkları çok çeşitlidir: Karaciğer ağrısı, sarılık, karaciğer büyümesi, kapı toplardamarı tansiyonu ve karaciğer yetersizliği, hepatit, kanser siroz vb.
Vücudun “kimya fabrikası” ve besin deposu olan karaciğer iyileşmezse ya da kesilip çıkarılırsa vücut yaşayamaz.