IŞIN atomların yaydığı çok hızlı dalga ya da tanecik halinde enerjinin gözle görülebilenine ışın denir. Dalga boyu ışığa göre çok kısa (gamma ışınları, X ışınları, mor ötesi ışınlar) ve çok uzun (kızılötesi ışınlar, radyo dalgaları) olan ışınlar gözle görülemezler.
Bu ışınlardan radyoaktif ışınların dalga boyu çok kısadır (gama ışınlarınınki milimetrenin on milyarda biri). Kozmik ışınlar ise evrenin derinliklerinden gelen taneciklerdir (elektronlar, protonlar, nötronlar).
Bunlardan atmosferi geçebilenler 30 metre derine kadar girebilirler. Bir miktar kozmik ışın vücuttan da geçer, ancak bağışıklık kazanıldığı için zarar vermez. Atmosfer bunların çoğunu soğutup yok ederek zararlarını ortadan kaldırır.
Röntgen filmlerinin çekilmesine yarayan X ışınları da kısa dalgalı ışınlardır. X ışınları güneş ışığında da vardır. Tehlikeli olan bu ışınlar da hava ile durdurulduğu için yere kadar ulaşamazlar. Mor ötesi ışınlar da güneşten gelen ışık içinde vardır, en tehlikeli olanlarını atmosfer soğurur.
Yeryüzüne ulaşabilenler ise insan vücudunda kemiklerin ve dişlerin gelişmesi için gerekli D vitamininin oluşumunda rol oynarlar. Flüorışıl maddeler mor ötesi ışınlara tutulunca gözle görülebilen ışık çıkarır (flüoresan lamba).
Kızılötesi ışınlar da güneşin yaydığı ışınlar arasında yer alır. Dalga boyu görülen ışıktan daha uzun olan bu ışınlar atmosferde durdurulmaz, soğurulmaz. Bu ışınlar geceleyin ve sisli havada resim çekmeyi sağlar.
Radyo dalgaları ise daha da uzundur. Bunların 1 km. uzunluğunda olanları bile vardır. Eğer gözümüz radyo ışınlarını algılayabilseydi gece ya da gündüz havada binlerce ışından oluşan bir renk karmaşası görebilirdik.
Bu ışınlardan radyoaktif ışınların dalga boyu çok kısadır (gama ışınlarınınki milimetrenin on milyarda biri). Kozmik ışınlar ise evrenin derinliklerinden gelen taneciklerdir (elektronlar, protonlar, nötronlar).
Bunlardan atmosferi geçebilenler 30 metre derine kadar girebilirler. Bir miktar kozmik ışın vücuttan da geçer, ancak bağışıklık kazanıldığı için zarar vermez. Atmosfer bunların çoğunu soğutup yok ederek zararlarını ortadan kaldırır.
Röntgen filmlerinin çekilmesine yarayan X ışınları da kısa dalgalı ışınlardır. X ışınları güneş ışığında da vardır. Tehlikeli olan bu ışınlar da hava ile durdurulduğu için yere kadar ulaşamazlar. Mor ötesi ışınlar da güneşten gelen ışık içinde vardır, en tehlikeli olanlarını atmosfer soğurur.
Yeryüzüne ulaşabilenler ise insan vücudunda kemiklerin ve dişlerin gelişmesi için gerekli D vitamininin oluşumunda rol oynarlar. Flüorışıl maddeler mor ötesi ışınlara tutulunca gözle görülebilen ışık çıkarır (flüoresan lamba).
Kızılötesi ışınlar da güneşin yaydığı ışınlar arasında yer alır. Dalga boyu görülen ışıktan daha uzun olan bu ışınlar atmosferde durdurulmaz, soğurulmaz. Bu ışınlar geceleyin ve sisli havada resim çekmeyi sağlar.
Radyo dalgaları ise daha da uzundur. Bunların 1 km. uzunluğunda olanları bile vardır. Eğer gözümüz radyo ışınlarını algılayabilseydi gece ya da gündüz havada binlerce ışından oluşan bir renk karmaşası görebilirdik.