HİDROLOJİ doğal suları fiziksel, kimyasal, mekanik özellikleri ve dağılışı bakımından inceleyen bilim dalı. Akarsu hidrolojisi ve deniz hidrolojisi diye başlıca iki kolu ayrılır.
Doğada suyun bir çevrimi vardır. Önce buharlaşma yoluyla okyanuslardan yükselerek atmosfere karışır. Sonra rüzgarlarla taşınır, yoğunlaşır, çeşitli atmosfer olgularının sonucunda yağmur ve kar şeklinde yeryüzüne düşerek, akar, erir, toprağa, sızar.
Sızıntılar birikerek büyür, ya yeryüzünde dereleri, çayları, ırmakları oluşturur ya da yeraltında birikip kaynaklar, pınarlar halinde ortaya çıkar. İster akarsu olsun, ister yer altı suyu olsun, bütün akarsular sonunda yeniden denizlere ulaşır.
Bu arada bir bölümü denize ulaşmadan yolda buharlaşıp atmosfere de karışabilir. Bütün bu çevrim boyunca suyun fiziksel durumunda, kimyasal bileşiminde, vb. birtakım değişiklikler olur. Su sızarken, sinerken, akarken, kaynaktan çıkarken dokunduğu ortamı hem etkiler, hem ondan etkilenir. Topraktan birtakım maddeleri eritip alır, derinlere inip çıkarsa ısınır, vb. Hidrolojinin görevi tüm bü olguları araştırmak, tanımlamaya ve açıklamaya çalışmaktır.
Hidrolojinin önemi özellikle içme sularının ve kaplıcaların (şifalı sular.) özelliklerini saptama bakımından büyüktür. Bütün doğal sularda çözelti halinde inorganik bileşikler ve çeşitli gazlar vardır. Buna göre sular birtakım gruplara ayrılır: mineral oranı düşük sular (içilebilir sular), kükürtlü sular, tuzlu sular, sülfatlı sular, karbonatlı sular, demirli, manganezli, bakırlı, arsenikli, karbondioksitli sular, vb.
Doğada suyun bir çevrimi vardır. Önce buharlaşma yoluyla okyanuslardan yükselerek atmosfere karışır. Sonra rüzgarlarla taşınır, yoğunlaşır, çeşitli atmosfer olgularının sonucunda yağmur ve kar şeklinde yeryüzüne düşerek, akar, erir, toprağa, sızar.
Sızıntılar birikerek büyür, ya yeryüzünde dereleri, çayları, ırmakları oluşturur ya da yeraltında birikip kaynaklar, pınarlar halinde ortaya çıkar. İster akarsu olsun, ister yer altı suyu olsun, bütün akarsular sonunda yeniden denizlere ulaşır.
Bu arada bir bölümü denize ulaşmadan yolda buharlaşıp atmosfere de karışabilir. Bütün bu çevrim boyunca suyun fiziksel durumunda, kimyasal bileşiminde, vb. birtakım değişiklikler olur. Su sızarken, sinerken, akarken, kaynaktan çıkarken dokunduğu ortamı hem etkiler, hem ondan etkilenir. Topraktan birtakım maddeleri eritip alır, derinlere inip çıkarsa ısınır, vb. Hidrolojinin görevi tüm bü olguları araştırmak, tanımlamaya ve açıklamaya çalışmaktır.
Hidrolojinin önemi özellikle içme sularının ve kaplıcaların (şifalı sular.) özelliklerini saptama bakımından büyüktür. Bütün doğal sularda çözelti halinde inorganik bileşikler ve çeşitli gazlar vardır. Buna göre sular birtakım gruplara ayrılır: mineral oranı düşük sular (içilebilir sular), kükürtlü sular, tuzlu sular, sülfatlı sular, karbonatlı sular, demirli, manganezli, bakırlı, arsenikli, karbondioksitli sular, vb.