Ziya GÖKALP (1875-1924) yazar, sosyolog. 20. yüzyılın başında Türk düşüncesini ve politikasını etkileyen yazarlardan biridir.
Diyarbakır’da dünyaya geldi. Liseyi bitirdikten sonra (1984) yaşadığı ortamın ve okuduğu felsefe eserlerinin etkisinde kalarak düştüğü bunalım sonucunda intihara kalkıştı. İyileşince İstanbul’a giderek Baytar Mektebi’ne (Veteriner Okulu) yazıldı. Bu okuldayken 2. Abdülhamit yönemitine karşı Tıbbıyelilerin kurduğu Devrim Komitesi’ne girdi.
Varolan düzene karşı çalışmalarından dolayı önce tutuklandı, sonra okuldan uzaklaştırıldı (1898). Diyarbakır’a geri gönderildi. Orada evlendi ve toplumsal bilimler üzerinde çalışmalar yaptı, gazetelere yazılar yazdı, şiirler yayımladı. İlk eseri Şaki İbrahim Destanı’nı da bu dönemde yazdı (1908). Meşrutiyet’in ilanı üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Diyarbakır şubesinin açılışına katıldı. Sonra Diyarbakır’dan ayrılarak İttihatçı düşüncenin merkezi durumundaki Selanik’e gitti. Orada Ömer Seyfettin ve Ali Canip’le birlikte ''Genç Kalemler'' dergisini çıkarmaya koyuldu.
Dilde sadeleşmenin, Türk dilini Arapça ve Farsça dil kurallarından arındırmanın gerekliliğini savunarak Türk tarih ve kültürü üstüne araştırmalara girişti. Karma bir ulus olan, her ırktan, her milliyetten insanların oluşturduğu Osmanlı toplumunda Türklerin kendivarlıklarını koruyabilmelerinin ulusal kültürlerini geliştirmelerine bağlı olduğunu vurguladı.
Düşüncelerini Türkçülüğün Esasları adlı kitabında açıkladı. Bu arada İttihat ve Terakki Partisi’nin genel merkezinde politika ile uğraşıyordu. Turancılığın bu partice benimsenmesinde ve bu alanda eyleme geçilmesinde büyük etkisi oldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul işgal edilince İngilizler tarafından yakalanıp Malta’ya sürüldü. Dönüşünde sonra bir süre Diyarbakır’da kaldıktan sonra milletvekili olarak Ankara’ya geldi (1923). Verimli çalışmalar yaptığı bir sırada hastalandı, tedavi için gittiği İstanbul’da öldü.
Ziya Gökalp Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış yıllarında yazıları ve düşünceleriyle aydınlara ve özellikle gençlere umut ve inanç kaynağı olmuş bir yazardır. Milliyetçiliğin gelişmesindeki rolü önemlidir. Turancı görüşlerine karşın milliyetçiliği ırkçı değildir. Sosyolojide genellikle E. Durkheim’in görüşlerini Türk toplumsal yapısına uygulamaya yönelmiş olmakla birlikte ömürünün sonuna doğru, manevi etmenler yanında ekonomik etmenlerin de ulusların yaşamında önemli rol oynadığını anlamaya başlamıştır. Gökalp’ın başlıca eserleri: Kızıl Elma (şiirler), Yeni Hayat (şiirler), Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak; Türkçülüğün Esasları; Türk Medeniyeti Tarihi: Malta Mektupları.
Diyarbakır’da dünyaya geldi. Liseyi bitirdikten sonra (1984) yaşadığı ortamın ve okuduğu felsefe eserlerinin etkisinde kalarak düştüğü bunalım sonucunda intihara kalkıştı. İyileşince İstanbul’a giderek Baytar Mektebi’ne (Veteriner Okulu) yazıldı. Bu okuldayken 2. Abdülhamit yönemitine karşı Tıbbıyelilerin kurduğu Devrim Komitesi’ne girdi.
Varolan düzene karşı çalışmalarından dolayı önce tutuklandı, sonra okuldan uzaklaştırıldı (1898). Diyarbakır’a geri gönderildi. Orada evlendi ve toplumsal bilimler üzerinde çalışmalar yaptı, gazetelere yazılar yazdı, şiirler yayımladı. İlk eseri Şaki İbrahim Destanı’nı da bu dönemde yazdı (1908). Meşrutiyet’in ilanı üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Diyarbakır şubesinin açılışına katıldı. Sonra Diyarbakır’dan ayrılarak İttihatçı düşüncenin merkezi durumundaki Selanik’e gitti. Orada Ömer Seyfettin ve Ali Canip’le birlikte ''Genç Kalemler'' dergisini çıkarmaya koyuldu.
Dilde sadeleşmenin, Türk dilini Arapça ve Farsça dil kurallarından arındırmanın gerekliliğini savunarak Türk tarih ve kültürü üstüne araştırmalara girişti. Karma bir ulus olan, her ırktan, her milliyetten insanların oluşturduğu Osmanlı toplumunda Türklerin kendivarlıklarını koruyabilmelerinin ulusal kültürlerini geliştirmelerine bağlı olduğunu vurguladı.
Düşüncelerini Türkçülüğün Esasları adlı kitabında açıkladı. Bu arada İttihat ve Terakki Partisi’nin genel merkezinde politika ile uğraşıyordu. Turancılığın bu partice benimsenmesinde ve bu alanda eyleme geçilmesinde büyük etkisi oldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul işgal edilince İngilizler tarafından yakalanıp Malta’ya sürüldü. Dönüşünde sonra bir süre Diyarbakır’da kaldıktan sonra milletvekili olarak Ankara’ya geldi (1923). Verimli çalışmalar yaptığı bir sırada hastalandı, tedavi için gittiği İstanbul’da öldü.
Ziya Gökalp Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış yıllarında yazıları ve düşünceleriyle aydınlara ve özellikle gençlere umut ve inanç kaynağı olmuş bir yazardır. Milliyetçiliğin gelişmesindeki rolü önemlidir. Turancı görüşlerine karşın milliyetçiliği ırkçı değildir. Sosyolojide genellikle E. Durkheim’in görüşlerini Türk toplumsal yapısına uygulamaya yönelmiş olmakla birlikte ömürünün sonuna doğru, manevi etmenler yanında ekonomik etmenlerin de ulusların yaşamında önemli rol oynadığını anlamaya başlamıştır. Gökalp’ın başlıca eserleri: Kızıl Elma (şiirler), Yeni Hayat (şiirler), Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak; Türkçülüğün Esasları; Türk Medeniyeti Tarihi: Malta Mektupları.