Halk Edebiyatı nedir genel özellikleri tarihi gelişimi ve öncüleri hakkında bilgi

HALK EDEBİYATI halk arasında yaşayan ve genellikle yaratıcısı bilinmeyen türkü masal, öykü, tekerleme, bilmece gibi folklor ürünleri ile halk ozanlarının eserlerinden oluşan edebiyat. Çoğunluğu halkın içinden yetişmiş ve adı unutulmuş sanatçılarca yaratılmış, halk toplulukları içinde birike birike, kuşaktan kuşağa sözlü ya da yazılı olarak aktarıla aktarıla gelişmiştir.


Halk edebiyatı, Divan edebiyatı gibi yabancı etkiler altında kalmamış, ya da çok az etkilenmiştir. Divan edebiyatının temel şiir ölçüsü olan aruz bu edebiyatta çok az kullanılmıştır. Halk edebiyatında şiirde temel ölçü hece ölçüsüdür; biçim olarak mani, koşma ve benzeri biçimler kullanılmıştır, günümüzde de kullanılmaktadır.

Kökleri İslam’dan önceki sözlü Türk edebiyatına dayanmakla birlikte halk edebiyatının elde bulunan en eski ürünleri ancak 11. yüzyıla kadar uzanır. Destanlar, kahramanlık şiirleri, doğa güzelliklerini öven, baharı anlatan, sevgiyi dile getiren şiirler, halkın dünya görüşünü ortaya koyan tekerleme ve atasözleri gibi folklor ürünleridir.

İslamlık, Türkler arasında yaygınlaştıktan sonra bunlara din uğruna savaşan gazilerin destanları da eklendi (Battal Gazi Destanı gibi). Romantik aşk öykülerini (Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, vb.) kent kent, köy köy dolaşarak çalıp söyleyen halk ozanlarının deyişleriyle zenginleşti. Öte yandan tasavvuf düşüncesinin halk arasında yaygınlaşmasıyla halk şiirinin dilini ve biçimini kullanan zengin bir tekke edebiyatı doğdu, gelişti (Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, vb.).

16. yüzyıldan itibaren bunlara doğa, sevgi, ayrılık, günlük yaşantı üstüne yazılmış ve yazıya geçirilmiş şiirleriyle bilinen ünlü ozanların (Karacaoğlan, Aşık Ömer, Emrah, Dadaloğlu, Köroğlu, vb.) deyişleri, destanları, koçaklamaları eklendi.

Halk edebiyatı, İslam dininin, İran ve Arap edebiyatının etkisi altında gelişen Divan edebiyatından oldukça farklı bir edebiyattır. Konuşulan Türkçe olması, geleneksel Türk söz biçimlerini sürdürmesi, daha çok yaşanan olaylara ve halkın özlemlerine dayanması, gerçekçi nitelikler taşıması bu edebiyatın bellibaşlı ögeleridir.

Günümüzde kültür araçlarının (okul, basın, radyo ve televizyon) yaygınlaşması ve Divan edebiyatının ortadan kalkmış olması halk edebiyatı ile aydın edebiyatını yakınlaştırmış, bu yakınlaşma giderek halk edebiyatının zayıflaması sonucunu doğurmuştur. Kırsal kesimde yaşayan nüfusun azalmasının da bunda etkisi vardır. Yazı devriminin, eğitimin yaygınlaşmasının ulusal dil ve düşüncede yol açtığı bütünleşme edebiyatta da gerçekleşmekte olduğundan bundan böyle halk edebiyatının sadece bir folklor konusu olma Yolunda bulunduğu söylenebilir.