GEMİ yolcu ve yük taşıyan çok büyük su taşıtı. Bir bölümü suya gömülü olmak üzere gidiş yönünde uzun ve bakışımlı (simetrik) yapılır. Geminin suya gömülü bölümüne karma, dışta kalan bölümüne su üstü bölümü, bu ikisinin arasındaki çizgiye de su kesimi denir.
Geminin yan kenarları, güvertesi ve çatısı hep birlikte tekne adını alır. Tekne çift güverteli, çok güverteli, çok katlı ve çok bölmeli olabilir.
Eski çağlarda kara yolculuğu çetin koşullar içinde ve tehlikeli olduğundan insanlar daha çok su yolunu kullanmış ve buna uygun araçlar yapmışlardır. ilk yapılan su taşıtı hiç kuşkusuz saldır. Ağaç kütüklerini birbirine bağlayarak yapılan bu aracı yönetmek zor olduğu gibi taşıt olarak kullanmak da her zaman olası değildir.
Onun için insanlar ağaç kütüklerinin içini oyarak ilk kayığı yapmışlardır. O günden sonra gemi yapımı giderek gelişmiş, kayıktan yelkenliye ve kürekli büyük teknelere, ondan sonra da buharlı gemilere geçilmiştir.
Direk ve yelken M.Ö. 4000 yıllarında ortaya çıktı. Ancak yelken rüzgarın hareketine bağlı olduğundan, yelken kullanılmadığı zaman kürekçiler (genellikle köleler ve kürek mahkumları) kullanılıyordu. Bu tür gemiler (kadırga) 15. yüzyıla kadar kullanılmıştır.
Dümenin ve pusulanın bulunması gemilerin gelişmesini doğrudan doğruya etkiledi. Bu sayede açık denizlere çıkabilecek büyüklükte yelkenliler yapıldı. Bununla birlikte Kristof Kolomb'un Amerika yolculuğuna çıktığı üç geminin hiç biri 300 grostondan büyük değildi.
Büyük boydaki yelkenli gemiler ancak 17. yüzyıldan sonra yapılmaya başlandı. Avrupa ile uzak sömürgeler arasında yük ve yolcu taşıyan yelkenlilerin çoğu 60 metre boyunda, 5.000 tonluk üç direkli ahşap teknelerdi. 18. yüzyılın ortalarında buharlı gemiler yelkenlilerin yanıbaşında yer almaya başladı ve yüzyılın sonuna doğru yelkenliler kullanımdan kalktı.
Yelkenlilerin geçirdiği süreci demir tekneler de geçirdi. 25-30 metre boyunda yapılan ilk buharlı gemilerin yerini 20. yüzyılın ikinci yarısında boyu 300 metreyi aşan yolcu gemileri (France Transatlantiği 315 m.) ve boyu 500 metreyi bulan dev tankerler aldı. Günümüzde gemilerde buhar makinesinin yanı sıra dizel motoru ve nükleer enerji de kullanılmaktadır.
Gemiler genelde savaş gemileri ve ticaret gemileri olarak ikiye ayrılırlar. Zırhlılar, kruvazörler, uçak gemileri, destroyerler, hücum ve avcı botları, mayın gemileri, onarım gemileri, denizaltılar, vb. savaş gemileridir. Yolcu, yük (şilep), sarnıç (tanker), balıkçı gemileri, araba vapurları (feribot), vb. ticaret gemileri sayılır.
Yapım Aşaması
Bir geminin yapımı birçok aşamada gerçekleşir. Armatör fiyatta anlaştıktan sonra gemiyi yapım şantiyesine sipariş eder. Şantiye istenilen özellikte proje çizdirir. Yapıma geçilir, geminin teknesi, hazır çelik saçlar birbirine kaynatılarak ve araları gerekli çelik bağlantılarla doldurularak yapılır. Sonra motor ve makineleri, diğer donanımı yerleştirilir. Bunları genellikle uzman başka firmalar yapar. Biten gemi resmi makamlarca ölçümü ve denetimi yapılarak gemi siciline kaydedildikten sonra hizmete koyulur.
Gemilerin sınıflandırılmasında çeşitli ölçüler kullanılır. En çok kullanılanı hacim tonilatosu ile yüklenme tonilatosudur. Hacim tonilatosu grostonla anlatılır. Geminin bütün kapalı yerlerinin hacmi ölçülür ve 1 gros ton (2,83 m3) üzerinden işlem yapılır.
Örneğin bir gemi 100 groston ise kapalı yerlerinin hacmi 283 m3, demektir. Yüklenme tonilatosu bir geminin alabileceği yükün ağırlığıyla ölçülür (Dead Weight Capacity) ve genel olarak grostonun 1,5 katıdır. Örneğin 1000 grostonluk bir geminin yüklenme tonilatosu 1550-1600 tondur.
Geminin yan kenarları, güvertesi ve çatısı hep birlikte tekne adını alır. Tekne çift güverteli, çok güverteli, çok katlı ve çok bölmeli olabilir.
Eski çağlarda kara yolculuğu çetin koşullar içinde ve tehlikeli olduğundan insanlar daha çok su yolunu kullanmış ve buna uygun araçlar yapmışlardır. ilk yapılan su taşıtı hiç kuşkusuz saldır. Ağaç kütüklerini birbirine bağlayarak yapılan bu aracı yönetmek zor olduğu gibi taşıt olarak kullanmak da her zaman olası değildir.
Onun için insanlar ağaç kütüklerinin içini oyarak ilk kayığı yapmışlardır. O günden sonra gemi yapımı giderek gelişmiş, kayıktan yelkenliye ve kürekli büyük teknelere, ondan sonra da buharlı gemilere geçilmiştir.
Direk ve yelken M.Ö. 4000 yıllarında ortaya çıktı. Ancak yelken rüzgarın hareketine bağlı olduğundan, yelken kullanılmadığı zaman kürekçiler (genellikle köleler ve kürek mahkumları) kullanılıyordu. Bu tür gemiler (kadırga) 15. yüzyıla kadar kullanılmıştır.
Dümenin ve pusulanın bulunması gemilerin gelişmesini doğrudan doğruya etkiledi. Bu sayede açık denizlere çıkabilecek büyüklükte yelkenliler yapıldı. Bununla birlikte Kristof Kolomb'un Amerika yolculuğuna çıktığı üç geminin hiç biri 300 grostondan büyük değildi.
Büyük boydaki yelkenli gemiler ancak 17. yüzyıldan sonra yapılmaya başlandı. Avrupa ile uzak sömürgeler arasında yük ve yolcu taşıyan yelkenlilerin çoğu 60 metre boyunda, 5.000 tonluk üç direkli ahşap teknelerdi. 18. yüzyılın ortalarında buharlı gemiler yelkenlilerin yanıbaşında yer almaya başladı ve yüzyılın sonuna doğru yelkenliler kullanımdan kalktı.
Yelkenlilerin geçirdiği süreci demir tekneler de geçirdi. 25-30 metre boyunda yapılan ilk buharlı gemilerin yerini 20. yüzyılın ikinci yarısında boyu 300 metreyi aşan yolcu gemileri (France Transatlantiği 315 m.) ve boyu 500 metreyi bulan dev tankerler aldı. Günümüzde gemilerde buhar makinesinin yanı sıra dizel motoru ve nükleer enerji de kullanılmaktadır.
Gemiler genelde savaş gemileri ve ticaret gemileri olarak ikiye ayrılırlar. Zırhlılar, kruvazörler, uçak gemileri, destroyerler, hücum ve avcı botları, mayın gemileri, onarım gemileri, denizaltılar, vb. savaş gemileridir. Yolcu, yük (şilep), sarnıç (tanker), balıkçı gemileri, araba vapurları (feribot), vb. ticaret gemileri sayılır.
Yapım Aşaması
Bir geminin yapımı birçok aşamada gerçekleşir. Armatör fiyatta anlaştıktan sonra gemiyi yapım şantiyesine sipariş eder. Şantiye istenilen özellikte proje çizdirir. Yapıma geçilir, geminin teknesi, hazır çelik saçlar birbirine kaynatılarak ve araları gerekli çelik bağlantılarla doldurularak yapılır. Sonra motor ve makineleri, diğer donanımı yerleştirilir. Bunları genellikle uzman başka firmalar yapar. Biten gemi resmi makamlarca ölçümü ve denetimi yapılarak gemi siciline kaydedildikten sonra hizmete koyulur.
Gemilerin sınıflandırılmasında çeşitli ölçüler kullanılır. En çok kullanılanı hacim tonilatosu ile yüklenme tonilatosudur. Hacim tonilatosu grostonla anlatılır. Geminin bütün kapalı yerlerinin hacmi ölçülür ve 1 gros ton (2,83 m3) üzerinden işlem yapılır.
Örneğin bir gemi 100 groston ise kapalı yerlerinin hacmi 283 m3, demektir. Yüklenme tonilatosu bir geminin alabileceği yükün ağırlığıyla ölçülür (Dead Weight Capacity) ve genel olarak grostonun 1,5 katıdır. Örneğin 1000 grostonluk bir geminin yüklenme tonilatosu 1550-1600 tondur.