ERZURUM Doğu Anadolu Bölgesi’nde il ve bu ilin merkezi olan kent. İlin yüzölçümü 25.066 km2, nüfusu 768.000. Erzurum Doğu Anadolu’nun en yüksek illerinden biridir. İl topraklarında 2.000 metreyi aşan yaylalar, bu yaylaların üzerinde 3.000 metreden yüksek dağlar ve yaylaların arasında yer yer çukur ovalar görülür. En önemli ovaları Erzurum ve Pasinler ovalarıdır.
Başlıca yüksek doruklar Mescit Dağı (3.250 m.) ile Kop Dağı’dır (2.980 m.). İlin kuzeyinde Doğu Karadeniz Dağları, güneyinde Palandöken Dağları yer alır.
Erzurum’da kışlar uzun ve sert, yazlar kısa ve serin geçer. Yıllık yağış ortalaması 471 mm.’dir ve yağışlar genellikle kar şeklindedir. İldeki başlıca ırmaklar Karasu ile Aras’tır. Karasu Erzurum’un kuzeyindeki Dumlu’dan, Aras ise Bingöl Dağları’ndan çıkar. Karasu batıya, Aras doğuya doğru akar. İlin kuzey kesiminde bulunan Oltu ve Tortum çayları kuzeyden geçen Çoruh’a karışır. İlin en önemli gölü 50 metrelik çağlayanla boşalan Tortum Gölüdür.
Erzurum’da halkın geçimi tarım ve hayvancılığa dayanır. Tarım alanlarının büyük bir bölümünde tahıl tarımı yapılır (buğday, arpa, çavdar, mısır). Ayrıca şeker pancarı, patates, lahana ve soğan ekimi ile meyvecilik de yapılmaktadır.
Geleneksel el sanatlarından kuyumculuk ve ünlü oltu taşından süs eşyası yapımının yaygın olduğu ilde, şu endüstri kuruluşları vardır: Erzurum şeker fabrikası, yem fabrikası, et kombinası ve Tortum hidroelektrik santralı. İl de çıkartılan en önemli maden linyittir. İl topraklarının bir çok kesiminde linyit yatakları vardır.
Erzurum kenti Urartuların, İskitlerin, Perslerin, Ermeni Krallıklarının, Partların, Sasanilerin, Arapların ve Bizanslıların elinde kaldıktan sonra 11. yüzyılda Türklerin eline ğeçmiştir. Daha sonra Saltukoğulları, Selçuklular, Moğollar, Eretnaoğulları, Timur, Karakoyunlular, Akkoyunlar kente egemen olmuşlardır.
Çaldıran Savaşı’ndan sonra Osmanlı topraklarına katılan kent, 1828’de, 1878’de ve 1916’da olmak üzere üç kez Çarlık Rusyası’nın işgaline uğramış ve Rusya’da 1917’de Ekim Devrimi’nin başlamasıyla işgalden kurtulmuştur.
Erzurum Milli Mücadele tarihinde önemli yeri olan bir ildir. Erzurum Kongresi 23 Temmuz 1919’da bu kentte toplanmıştır. Ayrıca Ermenilere karşı, Doğu Seferi de burada hazırlanmış, Ermeniler yenilerek Gümrü Antlaşmasıyla bugün doğu sınırlarımızı oluşturan sınırlar çizilmiştir.
Başlıca yüksek doruklar Mescit Dağı (3.250 m.) ile Kop Dağı’dır (2.980 m.). İlin kuzeyinde Doğu Karadeniz Dağları, güneyinde Palandöken Dağları yer alır.
Erzurum’da kışlar uzun ve sert, yazlar kısa ve serin geçer. Yıllık yağış ortalaması 471 mm.’dir ve yağışlar genellikle kar şeklindedir. İldeki başlıca ırmaklar Karasu ile Aras’tır. Karasu Erzurum’un kuzeyindeki Dumlu’dan, Aras ise Bingöl Dağları’ndan çıkar. Karasu batıya, Aras doğuya doğru akar. İlin kuzey kesiminde bulunan Oltu ve Tortum çayları kuzeyden geçen Çoruh’a karışır. İlin en önemli gölü 50 metrelik çağlayanla boşalan Tortum Gölüdür.
Erzurum’da halkın geçimi tarım ve hayvancılığa dayanır. Tarım alanlarının büyük bir bölümünde tahıl tarımı yapılır (buğday, arpa, çavdar, mısır). Ayrıca şeker pancarı, patates, lahana ve soğan ekimi ile meyvecilik de yapılmaktadır.
Geleneksel el sanatlarından kuyumculuk ve ünlü oltu taşından süs eşyası yapımının yaygın olduğu ilde, şu endüstri kuruluşları vardır: Erzurum şeker fabrikası, yem fabrikası, et kombinası ve Tortum hidroelektrik santralı. İl de çıkartılan en önemli maden linyittir. İl topraklarının bir çok kesiminde linyit yatakları vardır.
Erzurum kenti Urartuların, İskitlerin, Perslerin, Ermeni Krallıklarının, Partların, Sasanilerin, Arapların ve Bizanslıların elinde kaldıktan sonra 11. yüzyılda Türklerin eline ğeçmiştir. Daha sonra Saltukoğulları, Selçuklular, Moğollar, Eretnaoğulları, Timur, Karakoyunlular, Akkoyunlar kente egemen olmuşlardır.
Çaldıran Savaşı’ndan sonra Osmanlı topraklarına katılan kent, 1828’de, 1878’de ve 1916’da olmak üzere üç kez Çarlık Rusyası’nın işgaline uğramış ve Rusya’da 1917’de Ekim Devrimi’nin başlamasıyla işgalden kurtulmuştur.
Erzurum Milli Mücadele tarihinde önemli yeri olan bir ildir. Erzurum Kongresi 23 Temmuz 1919’da bu kentte toplanmıştır. Ayrıca Ermenilere karşı, Doğu Seferi de burada hazırlanmış, Ermeniler yenilerek Gümrü Antlaşmasıyla bugün doğu sınırlarımızı oluşturan sınırlar çizilmiştir.