ENFLASYON fiyatların aşırı ölçüde yükselmesiyle ya da başka bir deyişle, para değerinin önemli ölçüde bozulmasıyla ortaya çıkan ekonomik durum.
Bugün kullanılan enflasyon deyimi Birleşik Amerika’da Ayrılık Savaşı sırasında ortaya çıktı. O dönemde, savaşın yol açtığı giderler nedeniyle, para hareketlerindeki aşırı gelişmeyi tanımlıyordu. Enflasyon her şeyden önce parasal bir olaydır; yatırımların ya da zorunlu ödemelerin karşılanması için piyasaya aşırı ölçüde “para sunulması” bu sonucu doğurur.
Enflasyon bazı nedenlerle çeşitli mallarda, yılın belirli bir mevsiminde oluşan fiyat artışlarından farklı bir olaydır. Enflasyon, belli bir dönem için gerekli bütün mallarda görülen fiyat artışları nedeniyle, para değerindeki aşınmadır. Bu aşınmanın eşiği bir yılda yüzde 10’dur.
Enflasyonun nedenlerinin birincisi istem enflasyonudur. Bir mal ya da bir hizmete karşı istemin belli bir dönemde çok hızlı artması enflasyonun temel nedenlerinden biridir. Bu, enflasyonun öz nedenini de içinde taşır: Fiyatlar arttıkça istem yoğunlaşır.
Fiyatların arttığını gördükçe korkuya kapılan tüketiciler, gereksinim duydukları mal ve hizmetlere saldırırlar, bu da hem istemin, hem de fiyatların artmasını kamçılayarak, kısır bir döngü biçimini alır. Maliyet enflasyonu üretime katılan çeşitli etkenlerin yükselmesinden ileri gelir: Ücretlerin artması, para fiyatının artması, hammaddelerin artması (petrol) gibi.
Ayrıca çağımıza özgü nedenler de vardır. Eskiden ancak bir kuşak boyunca yapılan birikimlerle alınabilen bazı mallar (ev, otomobil, vb.) şimdiki tüketim toplumlarında kolay elde edilebilmekte bu da istemde bir gerilim yaratmaktadır. Bu açıdan son yirmi yıl içinde tüketicilere açılan krediler ve sağlanan kolaylıklar, piyasaya aşırı para çıkmasına ve bu nedenle enflasyona yardımcı olmuştur.
Devletlerin çoğu enflasyonla mücadele için sıkı para ve pahalı para politikası izleyerek, ücretleri, yani istemi kısmaktadırlar. Düşük orandaki enflasyonlar ülke ekonomilerinin canlılığı açısından olumlu karşılanır.
Yüksek yüzdelerdeki enflasyonlar ise sonuçlar açısından oldukça olumsuzdur. Bu durumda, fiyatlarla ücretler artış yarışına girerler ve bu artış gittikçe hızlanarak devam eder. Ayrıca enflasyon sabit gelirlilerle dar gelirlilerin satın alma gücünü olumsuz yönde etkiler. İç fiyatlardaki yükselme nedeniyle dışsatımı engeller. Devletlerin enflasyonla mücadele etmeleri temelde bu nedenlere dayanmaktadır.
Bugün kullanılan enflasyon deyimi Birleşik Amerika’da Ayrılık Savaşı sırasında ortaya çıktı. O dönemde, savaşın yol açtığı giderler nedeniyle, para hareketlerindeki aşırı gelişmeyi tanımlıyordu. Enflasyon her şeyden önce parasal bir olaydır; yatırımların ya da zorunlu ödemelerin karşılanması için piyasaya aşırı ölçüde “para sunulması” bu sonucu doğurur.
Enflasyon bazı nedenlerle çeşitli mallarda, yılın belirli bir mevsiminde oluşan fiyat artışlarından farklı bir olaydır. Enflasyon, belli bir dönem için gerekli bütün mallarda görülen fiyat artışları nedeniyle, para değerindeki aşınmadır. Bu aşınmanın eşiği bir yılda yüzde 10’dur.
Enflasyonun nedenlerinin birincisi istem enflasyonudur. Bir mal ya da bir hizmete karşı istemin belli bir dönemde çok hızlı artması enflasyonun temel nedenlerinden biridir. Bu, enflasyonun öz nedenini de içinde taşır: Fiyatlar arttıkça istem yoğunlaşır.
Fiyatların arttığını gördükçe korkuya kapılan tüketiciler, gereksinim duydukları mal ve hizmetlere saldırırlar, bu da hem istemin, hem de fiyatların artmasını kamçılayarak, kısır bir döngü biçimini alır. Maliyet enflasyonu üretime katılan çeşitli etkenlerin yükselmesinden ileri gelir: Ücretlerin artması, para fiyatının artması, hammaddelerin artması (petrol) gibi.
Ayrıca çağımıza özgü nedenler de vardır. Eskiden ancak bir kuşak boyunca yapılan birikimlerle alınabilen bazı mallar (ev, otomobil, vb.) şimdiki tüketim toplumlarında kolay elde edilebilmekte bu da istemde bir gerilim yaratmaktadır. Bu açıdan son yirmi yıl içinde tüketicilere açılan krediler ve sağlanan kolaylıklar, piyasaya aşırı para çıkmasına ve bu nedenle enflasyona yardımcı olmuştur.
Devletlerin çoğu enflasyonla mücadele için sıkı para ve pahalı para politikası izleyerek, ücretleri, yani istemi kısmaktadırlar. Düşük orandaki enflasyonlar ülke ekonomilerinin canlılığı açısından olumlu karşılanır.
Yüksek yüzdelerdeki enflasyonlar ise sonuçlar açısından oldukça olumsuzdur. Bu durumda, fiyatlarla ücretler artış yarışına girerler ve bu artış gittikçe hızlanarak devam eder. Ayrıca enflasyon sabit gelirlilerle dar gelirlilerin satın alma gücünü olumsuz yönde etkiler. İç fiyatlardaki yükselme nedeniyle dışsatımı engeller. Devletlerin enflasyonla mücadele etmeleri temelde bu nedenlere dayanmaktadır.