EGE DENİZİ Türkiye’nin batısında bulunan deniz. Yüzölçümü 214.000 km2.’dir. Güneyde Girit, Karpatos ve Rodos adalarından geçen bir yayla Akdeniz’den ayrılır. Çanakkale Boğazı yoluyla Marmara ve Karadenizle bağlantılıdır. Ege Denizi, Kiklad Adaları ile iki bölüme ayrılır. Kuzey bölümü daha sığdır, en çok 1.244 m. derinliğe ulaşır. Güney bölümü ise daha derindir, en çok 2.524 m.’ye iner.
Ege Denizi’nde hemen hemen hepsi Yunanistan’a ait yüzlerce ada vardır. Bu nedenle, bu denize öteden beri Adalar Denizi de denir.
Başlıca adalar şunlardır: Kuzeyden güneye doğru Taşoz, İmroz (Türk), Limni, Bozcaada (Türk); Midilli, Skuros, Eğriboz, Sakız, Andros, Tinos, Sisam, Naksos, İstanköy, Rodos, Karpatos, Girit, vb.
Ege Denizi’nin bütün kıyıları, özellikle doğu ve batı kıyıları çok girintili çıkıntılıdır. Körfezler, burunlar ve yarımadacıklar birbirini izler. Bunların çoğu kayalık kıyı yarlarıyla denizden ayrılır. Ege Denizi’nde ve üzerindeki adalarda astropikal yağmur iklimi egemendir.
Kışlar yağışlı yazlar kuzeyden esen rüzgarlar nedeniyle yağışsızdır. Hava sıcaklığı, yazın ortalama 26°-28° C dolayındadır. Yaz kuraklığı ve toprakların yapısı nedeniyle, adalar tarım yönünden verimsizdir.
Son yıllarda Ege Denizi’ndeki kıta sahanlığı, sorunu Türkiye ile Yunanistan arasında büyük gerginliğe yol açmıştır. Yunanistan, Türkiye karasuları dışında kalan bütün Ege Denizi’nin kendine ait adalar arasında ve dolayısıyla kendi egemenlik alanında bulunduğunu, buralardaki deniz altı yataklarının da kendisine ait olduğunu öne sürmektedir.
Buna karşılık Türkiye, Ege Denizi’nin doğu kıta sahanlığının Anadolu Yarımadası’nın doğal bir uzantısı olduğunu, Türkiye kıyılarına yakın Yunan Adaları’nın bu kıta sahanlığı üzerinde bulunduğunu öne sürmektedir. Bu adaların, Türkiye’ye ait kıta sahanlığı üzerinde bulunması, Türkiye’nin bu sahanlık üzerindeki egemenlik hakkını yok edemez.
Yunanistan yalnız kıta sahanlığı anlaşmazlığı çıkartmakla kanayarak, karasularını da 12 mile çıkardı (1974). Türkiye ilk olarak karasularının 12 mile çıkarılmasına karşı olmadığını, ancak Ege Denizi’nin özel durumu nedeniyle, oradaki uygulamanın ik ülke arasında eşitlik ilkelerine göre kararlaştırılması gerektiğini öne sürdü.
Yunanistan bu öneriyi reddedince, Türkiye de 12 millik sınırı kabul etmedi. Ayrıca Ege Denizi’nde, Yunanistan ile Türkiye arasında bir FIR hattı anlaşmazlığı vardır. 1945 yılında Chicago’da toplanan Uluslararası Sivil Havacılık Konferansı’nda Türkiye ile Yunanistan’ın Ege üzerindeki sivil uçuşlar için görüşme yapmaları, kararlaştırılmış ve yapılan görüşmelerde, bu deniz üzerindeki FIR denetimi Türkiye‘ye önerildiği halde, teknik ve maddi olanaksızlık nedeniyle ve Türkiye’nin onayı ile bu hak Yunanistan’a verilmişti.
Böylece Yunanistan’ın bu deniz üzerindeki hava denetimi Türkiye karasularına kadar genişlemiştir. Türkiye, Kıbrıs Harekatı sırasında Ege’yi ortadan ikiye bölen çizginin doğusunda denetimi ele aldı ve anlaşmazlık 1980’lere kadar sürdü. Sonunda gene 1950 anlaşmasının uygulamasında uzlaşıldı.
Ege Denizi’nde hemen hemen hepsi Yunanistan’a ait yüzlerce ada vardır. Bu nedenle, bu denize öteden beri Adalar Denizi de denir.
Başlıca adalar şunlardır: Kuzeyden güneye doğru Taşoz, İmroz (Türk), Limni, Bozcaada (Türk); Midilli, Skuros, Eğriboz, Sakız, Andros, Tinos, Sisam, Naksos, İstanköy, Rodos, Karpatos, Girit, vb.
Ege Denizi’nin bütün kıyıları, özellikle doğu ve batı kıyıları çok girintili çıkıntılıdır. Körfezler, burunlar ve yarımadacıklar birbirini izler. Bunların çoğu kayalık kıyı yarlarıyla denizden ayrılır. Ege Denizi’nde ve üzerindeki adalarda astropikal yağmur iklimi egemendir.
Kışlar yağışlı yazlar kuzeyden esen rüzgarlar nedeniyle yağışsızdır. Hava sıcaklığı, yazın ortalama 26°-28° C dolayındadır. Yaz kuraklığı ve toprakların yapısı nedeniyle, adalar tarım yönünden verimsizdir.
Son yıllarda Ege Denizi’ndeki kıta sahanlığı, sorunu Türkiye ile Yunanistan arasında büyük gerginliğe yol açmıştır. Yunanistan, Türkiye karasuları dışında kalan bütün Ege Denizi’nin kendine ait adalar arasında ve dolayısıyla kendi egemenlik alanında bulunduğunu, buralardaki deniz altı yataklarının da kendisine ait olduğunu öne sürmektedir.
Buna karşılık Türkiye, Ege Denizi’nin doğu kıta sahanlığının Anadolu Yarımadası’nın doğal bir uzantısı olduğunu, Türkiye kıyılarına yakın Yunan Adaları’nın bu kıta sahanlığı üzerinde bulunduğunu öne sürmektedir. Bu adaların, Türkiye’ye ait kıta sahanlığı üzerinde bulunması, Türkiye’nin bu sahanlık üzerindeki egemenlik hakkını yok edemez.
Yunanistan yalnız kıta sahanlığı anlaşmazlığı çıkartmakla kanayarak, karasularını da 12 mile çıkardı (1974). Türkiye ilk olarak karasularının 12 mile çıkarılmasına karşı olmadığını, ancak Ege Denizi’nin özel durumu nedeniyle, oradaki uygulamanın ik ülke arasında eşitlik ilkelerine göre kararlaştırılması gerektiğini öne sürdü.
Yunanistan bu öneriyi reddedince, Türkiye de 12 millik sınırı kabul etmedi. Ayrıca Ege Denizi’nde, Yunanistan ile Türkiye arasında bir FIR hattı anlaşmazlığı vardır. 1945 yılında Chicago’da toplanan Uluslararası Sivil Havacılık Konferansı’nda Türkiye ile Yunanistan’ın Ege üzerindeki sivil uçuşlar için görüşme yapmaları, kararlaştırılmış ve yapılan görüşmelerde, bu deniz üzerindeki FIR denetimi Türkiye‘ye önerildiği halde, teknik ve maddi olanaksızlık nedeniyle ve Türkiye’nin onayı ile bu hak Yunanistan’a verilmişti.
Böylece Yunanistan’ın bu deniz üzerindeki hava denetimi Türkiye karasularına kadar genişlemiştir. Türkiye, Kıbrıs Harekatı sırasında Ege’yi ortadan ikiye bölen çizginin doğusunda denetimi ele aldı ve anlaşmazlık 1980’lere kadar sürdü. Sonunda gene 1950 anlaşmasının uygulamasında uzlaşıldı.