DOKU çok hücreli canlılarda, türdeş hücrelerden oluşan yapısal birim: Kemik dokusu, kas dokusu, büyütken doku, salgı gibi. Gerek hayvanlarda, gerekse bitkilerde, her doku, ortak işlevi olan, birbirine yakın, birbirine benzer ve aynı düzen içinde bulunan hücrelerden oluşur. dokular hücre içi yapılarına göre çeşitlere ayrılır.
Aralıksız türdeki hayvansal dokular ve bitkilerdeki sürgendoku birbirine bitişik, yalnız çeperleriyle birbirinden ayrılmış hücrelerden oluşur. Bazıları epitelyum cinsindendir ya da sınırlı yüzeyler biçimindedir (deri, içi boşluklu organların yüzeyi); bunların içine kan damarı girmez, kalınlıkları da bununla sınırlanır; bazıları çok damarlı kas ya da sinir kütlesi halindedir; bazıları da yalnız bir yüzünden damar ve sinir alıp diğer yüzünden salgı satan bezler biçimindedir.
Bitkisel dokular genellikle selülozdan oluşan bir çeperle kaplı ve birbirinden ayrılmış hücrelerden oluşur. Hücrenin içinde canlı bölüm kalmasa bile, bu çeper bir süre daha varlığını sürdürür. Selüloza hücreler arası başka maddeler (mantar, odun, reçine, vb.) eklenmişse, bu süre daha da uzar.
Bağ tipinde hayvansal dokular aralıklı hücrelerden oluşur ve hücreler arası boşluklarda bol miktarda esnek-telsel (alt deri) madensel (kemik, kıkırdak) ya da sıvı madde (kan plazması) bulunur. Örneğin, kemik hücreleri ancak aralarındaki çok ince kılcal kanalcıklar yardımıyla beslenip yaşamlarını sürdürebilirler. Yalnız hücre uzantılarından oluşan yalancı dokular da vardır (mantarlar).
Her dokunun özgül bir niteliği ve işlevi vardır: Bir doku, kendisini yaratmış olan bireyden başkasının üstünde yaşayamaz. Organ doku aktarma ve aşılarındaki güçlük buradan kaynaklanır. “Hücre kültürü” fizyolojisi ve patolojisi alanında araştırma için yapıldığı gibi, virüs üretmek için de yapılır.
Aralıksız türdeki hayvansal dokular ve bitkilerdeki sürgendoku birbirine bitişik, yalnız çeperleriyle birbirinden ayrılmış hücrelerden oluşur. Bazıları epitelyum cinsindendir ya da sınırlı yüzeyler biçimindedir (deri, içi boşluklu organların yüzeyi); bunların içine kan damarı girmez, kalınlıkları da bununla sınırlanır; bazıları çok damarlı kas ya da sinir kütlesi halindedir; bazıları da yalnız bir yüzünden damar ve sinir alıp diğer yüzünden salgı satan bezler biçimindedir.
Bitkisel dokular genellikle selülozdan oluşan bir çeperle kaplı ve birbirinden ayrılmış hücrelerden oluşur. Hücrenin içinde canlı bölüm kalmasa bile, bu çeper bir süre daha varlığını sürdürür. Selüloza hücreler arası başka maddeler (mantar, odun, reçine, vb.) eklenmişse, bu süre daha da uzar.
Bağ tipinde hayvansal dokular aralıklı hücrelerden oluşur ve hücreler arası boşluklarda bol miktarda esnek-telsel (alt deri) madensel (kemik, kıkırdak) ya da sıvı madde (kan plazması) bulunur. Örneğin, kemik hücreleri ancak aralarındaki çok ince kılcal kanalcıklar yardımıyla beslenip yaşamlarını sürdürebilirler. Yalnız hücre uzantılarından oluşan yalancı dokular da vardır (mantarlar).
Her dokunun özgül bir niteliği ve işlevi vardır: Bir doku, kendisini yaratmış olan bireyden başkasının üstünde yaşayamaz. Organ doku aktarma ve aşılarındaki güçlük buradan kaynaklanır. “Hücre kültürü” fizyolojisi ve patolojisi alanında araştırma için yapıldığı gibi, virüs üretmek için de yapılır.