Batı Avrupa ve ABD'de özürlüler için ilk özel eğitim kurumları 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılda kuruldu. Ama bunların sayısı yeterli değildi. Kentlerin dışında ve yatılı olan bu okullardaki çocuklar öbür çocuklardan ayrı tutulur, ender olarak insan içine girmelerine izin verilirdi.
20. yüzyılın başlarında, Batı Avrupa'da ve ABD'de özel eğitime gereksinmesi olan çocuklar için ayrı sınıflar açılmaya başlandı. O dönemde ancak hafif özürlü çocukların eğitimden yarar göreceği kanısı yaygındı. Daha ciddi özürlüler evlerde tutuluyor, okula gönderilmiyordu. Özel sınıflarda eğitilenlerin de okuldaki öbür çocukların arasına karışmasına izin verilmiyordu.
II. Dünya Savaşı'nın getirdiği yıkımdan sonra birçok ülkede, özrüne bakılmaksızın tüm çocuklara öğrenim hakkı tanıyan yasalar kabul edildi. Hafif özürlüler normal çocukların gittiği okullara alınırken, onlara ayrıca özel dersler verilmesi öngörüldü. Daha ciddi sorunları olan çocuklara ayrı sınıflar açılmakla birlikte bahçede, yemekhanede ya da jimnastik salonunda öbür çocuklarla birlikte olma olanağı tanındı. Çok ağır durumda olanlar ise bu gibi çocukların bakıldığı yatılı okullara gönderildi.