Sosyal ve duygusal gelişim Sorunları

"Lütfen ve teşekkür ederim demek","sırasını beklemek","kolunun yerine bir mendile burnunu yada ağzını silmek","diğer çocuğu aniden itmek yerine ondan oyuncağın geri vermesini rica etmek". çocuğun sosyalleşme sürecine bağlı olan birkaç davranış örneği. Burada , bir süreçten söz ediyoruz. Küçük yaşlardan başlayarak çocuk, gitgide neleri yapıp yapmamasgerektiğini, kurallar , gelenekleri ve içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını öğrenir.
Sosyalleşme, çocuğun gelişiminin önemli bir parçasıdır. Ileride sosyal çevre ile uyum sağlamış bir birey olması, buna bağlıdır. Sosyalleşme, kendiliçinden olan, mekanik bir süreç değildir. çocuğa bu konuda rehberlik edilmeli ve belli bir disiplin kazanmasına çalışılmalıdır. Bununla beraber, çocuğun bu süreçle ilgili gösterdiği çaba ve işbirliği, onun eğitiminden sorumlu kişilerce cesaretlendirilmelidir. çocuğun işbirliği, sizin ve çocuğunuzun eğitiminden sorumlu kişilerin onunla kuracağı sıcak ve onaylayıc bir tutumla gelişir. Sosyalleşmenin Şartları
1- Sosyal becerileri geliştirmek: Sosyal becerilerin gelişimini etkileyen bazı faktörler vardır:
a) çocuğun mizac : Bazı çocuklar, diğerlerine göre daha sosyaldirler ve böylece, çevrenin daha fazla ilgi ve sempatisini toplarlar. Sıcak kişiler-arası ilişkileri, sosyal beceri gelişimini kolaylaştırır.
b) Yakın ilişkilerin niteliğ:  çocuğun diğerleriyle yakın ilişkiler kurma olanağına sahip olması, belli bir sosyalliği garantiler, çünkü; başkalar ile iyi ilişkiler kurması konusunda gerekli olan güveni çocuğa verir. diğer başka yetişkinlerle güvene dayalı ilişkiler kurma şansı olan çocuk, toplumda kabul edilen sosyal davranışları öğrenir.
c) çevrenin izlenimi:  çocuk, daha bebekken, çevresindekiler, onun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için kullandığı jest ve mimikleri anlamlandırmalıdırlar. İhtiyaçlarının doyurulmas ve sayg duyulmas , onu başkalarına açılmaya ve sosyal becerilerini geliştirmeye iter.
e) Psikomotür gelişim: Psikomotür becerileri ve kapasitesi sayesinde çocuk, çevresiyle olan ilişkilerini çeşitlendirebilir ve başka kişileri Tanıma olasılığını arttırarak sosyal ilişkilerini zenginleştirir.
f) Bilişsel gelişim: Bilişsel beceriler, çocuğu, yavaş yavaş egosantrik bakış açısından uzaklaştırarak, Başka duygu ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamasına, dolayısıyla, onlarla daha iyi ilişkiler kurmasına olanak Tanır.
2- İletişimi geliştirmek: Kendini iyi ifade etme ve başkalar tarafından anlaşılma isteği, çocuğu"sözlü " ve"sözsüz" iletişim tarzını geliştirmeye iter. Etkili biçimde iletişim kurmayı bilmek, sosyal becerilerin gelişiminde önemli bir rol oynar. Burada, yetişkinlerin desteği ve yardımı çok önemlidir.
3- Yaşıtlar ile ilişkiler: çocuklar, 6 aydan itibaren, diğer çocuklarla sınırlı, fakat, ahenkli ilişkiler kurabilirler. örneğin ; 6 aylık bir bebek, bir yandan biberonla sütünü içerken, bir yandan da oyuncakların alıp vererek eğlenebilir. 10-12 aylık bir bebek, diğer bir bebek ağlıyorsa, kendisi de gözyaşlarına boğulabilir. 13-14 aya doğru, ağlayan başka bir çocuğu okşayabilir ya da sarılabilir. 18 aya doğru, bir diğer çocuğun, kırık olan oyuncağın kendi sağlam oyuncağı ile değiştirerek teselli edebilir. Bu örnekler, çocuğun çok küçük yaşlarda bile çevresindekilere karşı ne kadar hassas olduğunu göstermektedir; ÖZELlikle çocuklara karşı. Yaşıt çocuklarla beraber olabileceği bir ortam, çok önemlidir, çünkü; çocuğa, gözlemleme, taklit etme ve sosyal yeteneklerini ifade etme fırsat verir.
4- Ebeveyn ile ilişkiler: Ebeveyn-çocuk ilişkileri , sosyal gelişim için çok önemlidir, çünkü; ebeveyn çocuk arasındaki yakın ilişkinin niteliği tüm diğer öğretilerin temelinde yer almaktadır. Bu yakın ilişki (yada bağlanma) nın kalitesi, bebeğe gösterilen özene ve onunla geçirilen zamanın süresine bağlı olarak değişir.
5- öğretmen ile ilişkiler: Yeni araştırmaların da gösterdiği gibi; çocuğun sosyal gelişiminde"anne"nin oynadığı rolün dışında başka insanların da rol önemlidir. Bu kişilerden birisi de öğretmenlerdir. öğretmen gösterdiği özen ve kurduğu sıcak iletişimle çocuğa fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasitede olduğunu gösterecektir ve böylece, çocuk, öğretmenine"başlanabilecektir". Bu ba sayesinde öğretmen, çocuğun kendi sosyal gelişimine katılımını sağlamış olacaktır.

Sosyalleşme süreci içerisinde çocuğun kazanması gereken temel sosyal beceriler


Empati duygusunun gelişimi;
Başka Haklarına sayg bilincinin gelişimi;
Başkalarına yardım bilincinin gelişmesi ve bundan memnuniyet duyma;
İşbirliği bilincinin gelişimi ve rekabet duygusunun tehlikelerini öngörebilme;
Arkadaşlığı keşfetme ve bundan zevk alma, sevin duyma;
Kendini daha çok"sözlüe" ifade edebilme hassasiyetine sahip olmak;
Kendi kendini kontrol etme ve ahlaki bilinç

Sosyal beceri potansiyelini geliştirmek ve gerçekleştirmek için çocuk, toplumun empoze ettiği kurallar ve değerleri kendi kural ve değerleriymi gibi kabul etmek zorundadır. Bunun için çocuk, oto-kontrol duygusunu geliştirmeli ve ahlaki bilincini içselleştirmelidir.
Kendileri üzerinde kontrol geliştirebilmi kişiler, daha tutarlı ve sabırlıdırlar, ihtiyaçlarını daha uygun yol ve yöntemler kullanarak giderebilirler ve ruh sağlıklarını koruyabilirler. Aileler ve Eğitimciler, benlik duygusunun gelişimine yardım ederek, çocuğun kendi üzerinde kontrol duygusunu pekiştirebilirler. Bu amaçla, çocuğun olgunluk seviyesi ve yaşına uygun kararları alması yönünde fırsatlar sağlanmalıdır.
Kişisel kontrol, ahlaki bilincin kazanılmasın ve "iyi","kötü " nosyonunun içselleştirilmesini de içerir. Aşağıda yer alan iki faktör, bu bilincin yerleşmesi için gereklidir:
1- çocuk ve yetişkin arasında zenginleştirici ve sevgi dolu bir ilişki,
2- çocuğa bazı seylerin neden yapılmamas veya yapılmasıgerektiğini ifade eden tümevarım tekniçinin kullanılması:"Kum atmana izin veremem, çünkü; kum, kardeişinin gözüne gelebilir ". Her açıklama, çocuğa başkaların da düşünerek hareket etme motivasyonu sağlamalıdır. Böylece, çocuk, kişisel özgürlüğün kısıtladığını düşündüğü kurallara körü kürüne uymak yerine sosyal çevresine göre davranmayı öğrenir.

Sağlıklı bir disipline doğru
gerçek disiplin, çocuğu pozitif ve yapıc bir biçimde eğitmektir. Asla ceza ile e değer değildir. Disiplin, çocuğa özsaygısını yitirmeden, sosyal zorunluluklara ve kurallara uymasını öğretmektir. Disiplin, çocuğun bazı kuralların neden var olduklarını anlayarak, onları özümlemesine yardım eder. Etkili bir disiplin, çocuğun onu çevreleyen dünyaya duyduğu güven duygusunu arttürmalıdır. Etkili bir disiplin için bazı Şartların yerine gelmesi gerekmektedir: yetişkin, çocuğa rehberlik etmeli ve onun ihtiyaçlarına sayg duymalıdır; kurallar çocuğa öğretmek için yeterli zaman harcamalıdır; ortaya çıkması muhtemel bazı problem ve çatışmalar konusunda uyarılarda bulunmalıdır; açıklamalar ve çocuktan istenilenler, onun gelişim dönemine uygun olmalıdır.
Sağlıkl ve tutarlı bir disiplin uygulamaya çalışıldığı bazı durumlarda bile çocuğun kendi kendisini kontrol etmek ve sosyal alanda kabul edilebilir bir biçimde davranmakta zorlandığı görülebilir. Bu durumda, çocuklara yardım etmek ve araya girmek gerekebilir. İşte bazı temel kurallar:
? Arzu edilmeyen bir davranış durdurmak için uygun bir zamanda araya girerek kesin ve kararl davranmak. çocuğun asla başkasının Haklarını ihlal etmesine, vurup kırmasına izin vermemek.
? Ansızın oluşan bir problem karşısında çabuk hareket etmek. örneğin; şiddetli meydan okumayla sonuçlanabilecek her türl tartışmayı hemen sonlandırmak.
? Bazen bir problem karşısında fiziksel bir uyarı gerekebilir. Örneğin; çocuğu yavaşça, ama kararlı bir biçimde kollarından tutup gitmesini engellemek ve sizi dinlemesini sağlamak gerekebilir. Şu cümle etkili olabilir: "Sakinleştiğin zaman gitmene izin verebilirim ve o zaman konuşabiliriz".

Kaçınılması gereken bazı disiplin yöntemleri


Bazı disiplin yöntemleri, çocuğun güdülerini kontrol etmesine, sınırlar anlamasına yardım etmek konusunda etkili değildirler, hatta, zararl bile olabilirler. örneğin; ac alaylar , vurmalar vs.. çocuğun benlik değerini zedelediği gibi duygusal gelişimine de engel olurlar. Ona vurmak, utandırmak, bağırmak, eleştirmek ya da onu bir odaya kapatmak, sadece yetişkinden korkmayı öğretir. Bu tarz bir cezalandırma, güvensizliğe, yalana , gizliliğe ya da saklamaya yol açabilir. Güç yada şiddet kullanılarak boyun eğdirilen çocuğun dikkati, itaat etmediği kuraldan çok çektiği acıya, aşağılanma ve dışlanma hislerine yöneliktir. kısacas , bu cezalar olumsuz duygularla dolu oldukları için sonuçlar da olumsuzdur. 

 
Nurhan DURAN / Eğitimci